'Taliban yaşam alanlarını yok etti, biz yeniden kuracağız'  

2025-10-11 09:01:42


	 

	Filiz Zeyrek

	 

	BELÇİKA - Afganistan’da kadınların yaşam hakkı, Taliban rejiminin yasaklarıyla gasp edildi. Ancak Mahnaz Heydari, “Biz kadınlar yeniden inşa edeceğiz” diyerek, direnişin umudunu büyütüyor.

	 

	Afganistan’da Taliban rejiminin iktidara gelmesiyle birlikte kadınlar, dünyanın en ağır baskı sistemlerinden birinin hedefi haline geldi. Eğitimden, çalışma hayatından ve kamusal yaşamdan koparılan binlerce kadın, her gün var olma mücadelesi veriyor. Bu kadınlardan biri de 20 yaşındaki Mahnaz Heydari. 

	 

	Taliban’ın karanlık düzenine boyun eğmeyen Mahnaz Heydari, maruz bırakıldığı baskılara karşı direnişini ve özgürlük yolculuğunu JINNEWS’e anlattı.

	 

	‘Taliban kadınların yaşam alanlarını yok etti’

	 

	Taliban’ın ülkeyi ele geçirmesiyle kadınların yaşamı bir anda kabusa döndü. Mahnaz Heydari, tanıklık ettiği zulmü şöyle anlatıyor: “Taliban üyeleri, hoşuna giden her kızı zorla eş alıyordu. Kızın evli olması, yaşının küçük olması fark etmiyordu. Bir arkadaşım bir Taliban üyesinin cinsel saldırısına uğradı; sonra da taşlayarak öldürdüler. Erkek ceza almadı. Bir kadın dar giyinirse kırbaçlanıyor, hapse atılıyor. Kadınların okuması, çalışması, araba kullanması, müzik dinlemesi bile yasaklandı. Aileler, kız çocuklarını yaşlı erkeklere satıyor.”

	 

	‘Taliban eğitim hakkımı elimden aldı’

	 

	Taliban’ın gelişiyle en temel hak olan eğitimin elinden alındığını belirten Mahnaz Heydari, göç kararını şöyle dile getiriyor: “Göç etmemin nedeni Taliban’ın ülkeyi kontrol etmesiydi. Eğitim hakkımı elimden aldılar, beni zorla evlendirmek istiyorlardı. Yalnız dışarı çıkmam yasaktı. Eskiden okula gidebiliyorduk, ama Taliban kız okullarını bombalıyordu. Sonra tamamen yasakladılar. Dışarı çıkmak, kuaföre gitmek, alışveriş yapmak bile yasaklandı. Hatta son zamanlarda interneti bile kestiler.”

	 

	‘Babam Taliban’ın merhameti olmadığını anladı’

	 

	Mahnaz Heydari’nin ailesi, kızlarını koruyabilmek için Afganistan’dan ayrılmak zorunda bırakılıyor.  Mahnaz Heydari bu durumu şöyle özetliyor: “Annemle babam, Taliban’ın hiçbir kıza merhamet etmediğini anladı. Eğer biri beni isterse babam vermek zorundaydı, yoksa öldürülürdü. Bu yüzden İran’a kaçtık ama İran’da da kadınlar baskı altında. Orada da işkence, öldürülme, şiddet vardı. Kadınlar için fark yoktu.”

	 

	‘Bir gecede anneme ve babama veda ettim’

	 

	Kardeşinin gazeteci olduğunu, bu yüzden Avrupa’ya sığınabildiğini anlatan Mahnaz Heydari, en zor anını şu şekilde paylaşıyor:  “Kardeşim gazeteciydi, hayatı tehlikedeydi. İtalya devleti ona vize verdi. O da beni yanına almak istedi. Kabul ettiler ama annemle babama veda ettiğim geceyi hiç unutamıyorum. Annem sabaha kadar ağladı. 16 yıl boyunca yanlarından hiç ayrılmamıştım.”

	 

	‘Taliban, çocukluk arkadaşıma tecavüz etti’

	 

	Taliban’ın uyguladığı şiddetin en derin izini ise çocukluk arkadaşının yaşadıkları bırakmış. Mahnaz Heydari, “Bir arkadaşım Taliban tarafından hapse atıldı ve tecavüze uğradı. O günden sonra evimin önüne bile çıkamaz oldum. Bir gün okuldayken Taliban saldırdı; silah sesleri, uçaklar, patlamalar... Hepimiz ağlıyorduk” sözleriyle ifade ediyor.

	 

	‘İçimde hep bir yara var’

	 

	İtalya’ya vardığında yaşadığı travmayı anlatan Mahnaz Heydari, “Ailemden ayrılmanın acısıyla bir yıl depresyonda kaldım” diyor. Mahnaz Heydari, İtalya’ya geldiğinde içinde bir umudun yeşerdiğini de sözlerine ekliyor.

	 

	‘Kamp koşulları zordu, ama umudum bitmedi’

	 

	Şimdi Belçika’da yaşayan Mahnaz Heydari, 4 yıldır sürdürdüğü mültecilik hayatına dair şu ifadeleri kullanıyor: “Kampın koşulları çok zordu. Altı kadın bir odada kalıyorduk. Yemekler kötüydü, dil bilmediğim için hastalığımı anlatamıyordum. Oturum alıp ailemi yanıma getirebilir miyim diye sürekli endişeliydim. Şimdi ailem yanımda, ama hâlâ içimde bir yara var. Afganistan’daki kadınlar hâlâ esaret altında."

	 

	‘Kadınlar özgür olana kadar susmayacağım’

	 

	Mahnaz Heydari, sözlerini direniş vurgusuyla tamamlıyor: “Ülkemdeki kadınlar özgür olana kadar susmayacağım. Kadınların sesi olacağım. Taliban baskısı altındaki kadınların özgürlüğü için mücadeleye devam edeceğim.”