Öğretmenler 8 Mart ders cezasını AİHM’e taşıyacak 2025-06-21 09:03:28     Melike Aydın   İZMİR – Toplumsal cinsiyet eşitliği dersi işledikleri gerekçesiyle haklarında soruşturma açılan öğretmenler, hukuki mücadeleyi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacak. Eğitim Sen’li Evren Nesil Dinçer Çalık, “Eşitliği anlatmaya devam edeceğiz” dedi.   Eğitim Sen İzmir Şubesi, her yıl olduğu gibi bu yıl da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında “Belirli Gün ve Haftalar” çerçevesinde bir ders saatini bu konuya ayırdı. Ancak 8 Mart’ın cumartesi gününe denk gelmesi nedeniyle, Eğitim Sen’li öğretmenler, bu dersi 10 Mart Pazartesi günü işledi.   Ders kapsamında toplumsal cinsiyet eşitliği konusuna yer verilmesi, “müfredatta yer almayan konuların işlenmesi” gerekçesiyle idari soruşturmaya konu oldu. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/B-a maddesi gerekçe gösterilerek, üçü İzmir Bornova’dan olmak üzere Türkiye genelinde 5 öğretmen hakkında disiplin soruşturması başlatıldı.   Soruşturma açılanlardan biri olan Eğitim Sen İzmir 4 No’lu Şube Kadın Sekreteri Evren Nesil Dinçer Çalık, toplumsal cinsiyet eşitliği ve bu konuda vereceği hukuk mücadelesini JINNEWS’e anlattı.    ‘Toplumsal cinsiyet eşitliğini anlatmaya devam edeceğiz’   Toplumsal cinsiyet eşitliğinin 2016-17’ye kadar müfredatta bulunduğunu, hatta 2018-19’lara kadar da hâlâ devletin birçok kurumun da anlatıldığını ifade eden Evren Dinçer Çalık, “Toplumsal cinsiyet eşitliği hakkında çalışmaları bulunan ve dünyaca pedagojik ve bilimsel olarak kabul edilmiş bir durum. Biz de hemen hemen birçok kez toplumsal cinsiyet eşitliği dersi anlattık, anlatmaya devam edeceğiz” dedi.   ‘Konu müfredat dışı değil’   Milli Eğitim İl Müdürlüğünün iddia ettiği gibi müfredat dışı bir konuyu anlatmadıklarını, ‘Belirli Gün ve Haftalar’ çerçevesindeki bir konuyu işlediklerini dile getiren Evren Nesil Dinçer Çalık, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü Milli Eğitim’in de belirli gün ve haftaları arasında ve biz de bu çerçevede işledik aslında. Siz 8 Mart haftasında kadınlarla ilgili her şeyi işleyebilirsiniz. Toplumsal cinsiyet eşitliği de bunun temel noktalarından biri” dedi.    ‘Memur-Sen toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı faaliyetler yürütüyor’   Memur-Sen’in, sendikalarına karşı “çocukları cinsiyetsizleştiriyorlar, LGBTİ+’ları örgütlüyorlar” propagandasıyla Eğitim Sen aleyhine imza kampanyası açtığını dile getiren Evren Nesil Dinçer Çalık, oysa toplumsal cinsiyet eşitliğinin bütün dünya için gerekli ve çocukların farkındalığının artırılması gereken bir konu olduğunu ifade etti. Evren Nesil Dinçer Çalık, “Tam bu devrede bakanlığa şikâyet etmişti. Bakanlık 9 Mart akşamı bir genelge yayınlamış. Ben bu genelgeyi görmedim. Ama görsem bile yine açıklamamı yapacaktım. Daha sonra 10 Mart günü okulları telefonla arayarak dersi işleyen öğretmenlerin isimlerini istemiş. Ben de dersi işledim, sınıf defterime de yazdım. Okuluma da, müdürüme de kendim söylemiştim. Ki bana bununla ilgili bir uyarı da gelmemişti öncesinde. Dersi işlediğim Milli Eğitim İl Müdürlüğü’ne bildirilince soruşturma açıldı” şeklinde anlattı.   ‘Türkiye 129’uncu sırada, böyle giderse daha da gerileyecek’   Bu saldırıların devletin ‘Aile Yılı’ kampanyası üzerinden gerçekleştiğini, devlet düzeninin kadını aile dışında varlık olarak görmediğini ifade eden Evren Nesil Dinçer Çalık, “En son 25 yaş altı kadınlar eğer evli değilse jinekolojik muayene alamayacaklar E-Nabız’dan. Sonra kadın örgütlerinden tepki gelince geri çektiler. Oysa 10 yaşındaki bir kız çocuğu bile jinekolojik rahatsızlıklar geçirebiliyor. 2008 yılında oğlumu dünyaya getirdiğimde çocuk yardımı parasını ben almaya başladım. Bir yıl sonra benden kesip eşime bağladılar. 2006’da yasa değişmiş ve eşlerden ikisi de aynı kurumda çalışıyorsa çocuk yardımını sadece baba alabiliyor, anne alamıyormuş. Bu, kadının hem çocuğun üzerinde hiçbir hakkı olmamasını hem de kadını yok sayan bir yönetmelik. Zaten bütün bunlar 2006 yılındaki Aile Bakanlığı’nın birçok sempozyumunda açık açık ifade edilmiş ve bugüne adım adım örülerek gelinmiş. Önce İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçtik, şimdi başka başka maddelerden vazgeçmeye çalışıyoruz. Türkiye 2023 araştırmalarına göre toplumsal cinsiyet eşitliğinde 140 ülke içinde 129’uncu sırada. Bununla beraber biraz daha geri noktalara gideceğiz” sözlerini kullandı.   ‘Müfredatta yer alması yetmez, ders olarak işlenmeli’   Türkiye’nin Birleşmiş Milletler (BM) üyesi olduğunu ve BM’nin, UNESCO ve CEDAW Sözleşmelerinin toplumsal cinsiyet eşitliğinin eğitimde yer verilmesi gerektiğine işaret ettiğini kaydeden Evren Nesil Dinçer Çalık, “Hatta müfredatta yer alması değil, ayrıca bir ders olarak görülmesi gerekir. Biz üniversitelerde ders olarak aldık, hâlâ birçok üniversitenin bu konuda kürsüleri, dersleri var; yüksek lisanslar, doktoralar yapılıyor” şeklinde ifade etti.   ‘Kız çocuklarının okula gitmeme oranı erkeklerin iki katı’   Cinsiyet rollerinin toplum tarafından doğar doğmaz aşılandığını ve eşitsizliğin öğretildiğini söyleyen Evren Nesil Dinçer Çalık, “Biz eşitliği anlatıyoruz. Kamusal alandaki eşitlikten, eğitimdeki eşitlikten bahsediyoruz. Eşit değiliz; en azından her yıl on binlerce kız çocuğu eğitimden uzak kalıyor. Eğitime erişememede kız çocuklarının sayısı, erkek çocuklardan neredeyse iki kat fazla. Bu, cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanıyor” diye belirtti.   Ceza verilmesinin kendilerini yıldırmayacağını ifade eden Evren Nesil Dinçer Çalık, “Ülkem adına asıl acı olan, toplumsal cinsiyet eşitliğinden söz etmenin ceza konusu hâline gelmiş olmasıdır. Çünkü yarın siz sınıfta bir kız çocuğuna ‘sen bir erkekle eşitsin’ dediğinizde bile şikâyet sonucunda cezaya dönüşebilir” şeklinde belirtti.     ‘Hukuk mücadelesi AİHM’e kadar taşınacak’   Evren Nesil Dinçer Çalık, itiraz dilekçelerini İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne verdiklerini paylaşarak, İl Disiplin Kurulu, mahkeme ve hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de (AİHM) de başvuracaklarını ekledi.