Alevi kadınlar barışı konuştu 2025-06-21 14:34:36     İZMİR- Barışı konuşan Alevi kadınlar, demokratik toplum çağrısının özellikle kadınlara olduğunu belirterek tekçi devlet sistemine karşı Alevi kadınların taleplerini dile getirdi.   Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) İzmir Şubesi “Alevi kadınlar barışı konuşuyor” başlığı ile dernek binasında kahvaltı etkinliği düzenledi. Kahvaltıya DAD Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan ve Halkların Eşitlik Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk da katıldı.   ‘Barış içinde yaşamanın zeminini oluşturma görevi bizlere düşüyor’   Aleviliğin özgün, kadın ve erkeğin eşit olduğu bir inanç olduğunu dile getiren Kadriye Doğan, Aleviliğin kadını ötekileştiren, erkeğin hizmetine sunan erkek egemen sistemlerin karşısında durduğu için de hedef haline olduğunu dile getirdi. Alevilerin Osmanlı’dan bu yana katliama maruz kaldığını kaydeden Kadriye Doğan, Türkiye’nin de Diyanet İşleri Başkanlığı, eğitimin içeriği ve ÇEDES gibi projelerle Sünni İslam’ın hanefilik mezhebinin dayatıldığını ifade etti. İran, Irak ve Türkiye’nin tekçilik ve militarist devlet şeklinde örgütlendiğini belirten Kadriye Doğan, “Bu teklik içinde Kürt halkı bir mücadele başlattı. Aleviler de özgür ve eşit bir toplum olmak istiyoruz. Kürtlerin 50 yılı geçkin mücadelesi var. Bir boyutu silahlı diğer boyut demokratik zeminde siyaset. 50 yıllık silahlı mücadeleye son verildi. Ve demokratik zeminde mücadele talebi ortaya çıktı. Barış ve demokratik toplum çağrısında bulunuldu. Bu çağrı devlete ya da herhangi bir partiye değil topluma özellikle de kadınlara. Demokrasinin geleceğin inşası kadınların elinde. Bugün Aleviler Aleviyim, Kürtler Kürdüm diyebiliyor. Hem 4 parçada hem de dışarıda varız diyoruz. Şimdi bu varlığın gereği olarak barış içinde yaşamanın zeminini oluşturmak için bizlere görevler düşüyor” şeklinde konuştu.   ‘HTŞ’ye karşı tüm toplumların birlik olması gerekiyor’   Suriye’de HTŞ rejiminin özsavunması olmayan Alevilere dönük saldırılarda bulunduğunu ve burada kadınları kaçırdığını, işkence ile katlettiğini ifade eden Kadriye Doğan, “Özgürlük mücadelesi verenler katliama ortak ses çıkardı. Suriye Kadın İnisiyatifi oluşturuldu. Uluslararası farklı inançların önderleriyle bir araya geldik, katliamın durması için çağrıda bulunduk. O inisiyatif çalışmalarına devam edecek. Tek başına Alevilerin yapacağı şey değil, tüm toplumların birlik olması gerekiyor” dedi.   ‘Devlet demokrasi çağrısına cevap vermeli’   Alevilerin barışı sağlayacak gücü olduğunu, devletin çağrıyı duyması, gereklerini yerine getirmesi gerektiğini ifade eden Kadriye Doğan, “Toplumun farklı kesimlerini kendine devşirmek yerine barış çağrısına cevap vermesi gerekir. Devleti sorumluluğunu demokrasi, ekoloji, özgürlük anlamında devleti demokrasiye evirmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.   ‘İlk talep eşit yurttaşlık’   Yeni bir Anayasa sözleşmesi kurulacaksa Alevilerin de içinde yer alması gerektiğini dile getiren Kadriye Doğan “Birinci talebiniz eşit yurttaşlık. Anayasada herkes kanun önünde eşit der ama bunu bireyselleştirir. Toplumsal olarak bunu gerçekleşmesine izin vermez. Cemevlerine Aleviler ibadethane diyorsa devletin de bunu kabul etmesi gerekir. Alevilik hiçbir tarikat veya inancın özgün kolu değil özgün bir inanç olarak kabil edilmeli, geçmişten gelen ayrımcı dilin ortadan kaldırılmasını talep ediyoruz. Alevi Bektaşi Başkanlığının lağvedilmesini istiyoruz. Hiçbir din devlet kontrolünde olamaz. Yoksa o toplumun değil egemenin hizmetinde olur. Reya hak süreğinin kursal mekanları onlara ait kadın kültürleri ve geçmişte isimleri kendilerine iade edilmeli ve yasal güvenceye alınmalı. Zorla adı değiştirilen yerlerin adları iade edilmeli. Alevi toplumu hafızasında derin izler bırakan isimleri Alevi yerleşkelerinden ve önemli mekanlardan kaldırılmalı. Alevi dergahları kendine verilmeli, Yörük kültürünün ortada kaldırılmasına yönelik çalışmalar durmalı. Alevi köylere kurulan camilerin de geriye çekilmesini talep ediyoruz. ÇEDES Projesi kaldırılmalı” şeklinde konuştu.   ‘Şeffaf ulaşılabilir bir komisyon kurulmalı’   Ardından söz alan Burcugül Çubuk, Alevi toplumunda kadınların eşit olduğunu ve yaşamda özne olduklarını belirterek Alevi kimliğinin, sömürü ve savaş politikalarının saldırısı altında olduğunu dile getirdi. Burcugül Çubuk, “Aleviler, bir ahlak baskısıyla bu sistem içinde uyumlu hale getirilmesi ortaya çıkıyor. Alevilerin çoğunlukla yaşadıkları yerlerin yoksullaştırılması nedeniyle Alevi kadınları zaten barışın tespitini koymuş. Ortada sömürgecilik varsa, Alevi toplumun hem inanç yerleri hem yaşadıkları yerlerin yoksullaştırılması varsa bu Aleviliğin yok olma politikası olduğunu gösterir. Biz nasıl bir barışı inşa edeceğimizi konuşmalıyız. Bunun anayasal boyutunu konuşmak zorundayız. Anayasada barışın tanınmasını konuşmak zorundayız. Anayasal boyutu çok önemli. Biz barışa dair bir şey konuştuğumuzda AKP ile işbirliği yaptığımız söylendi. ‘Anayasaya aykırı ama biz evet diyeceğiz’ diyenler biz değildik. Biz herkesin oturduğu bir masa kurmak istiyoruz. İmralı’dan da bu geldi Meclis’te komisyon kurulsun diye, iktidardan da. Ama bu bir türlü gerçekleşmedi. Bu komisyon şeffaf çalışmalı, halk katılmalı” dedi.