Sema Yüce’nin annesi: Önderimiz bir güneş gibi doğdu 2025-07-15 09:07:10   Neslihan Kardaş   AGIRÎ – Sema Yüce’nin annesi Zennure Yüce, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın görüntülü çağrısıyla dünyaya bir güneş gibi doğduğunu vurgulayarak, “Gerçekleşen silah bırakma törenini gördüğümde dedim, keşke şu an Sema da hayatta olsaydı ve görseydi. Bugünlere Semaların emeği, gücü ve mücadelesiyle geldik” dedi.   Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 27 Şubat’ta “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısı yaptı. Bu çağrı Ortadoğu ve dünyada büyük yankı bulurken, halkta büyük bir umut yarattı. 27 Şubat’ta yapılan çağrıya 9 Temmuz’da bir yenisi daha eklendi. Abdullah Öcalan’ın 9 Temmuz’da yaptığı çağrının görüntülü olması, başta Kürt halkı olmak üzere birçok kesimin barış umudunu güçlendirdi.   Bu gelişmelere bir yenisi de 11 Temmuz’da eklendi. Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrı üzerine Güney Kürdistan’ın Silêmanî kırsalında bulunan Şikefta Casenê bölgesinde “Barış ve Demokratik Toplum Grubu” silahları imha töreni düzenledi. Tören için farklı kesimlerden birçok insan Silêmanî’ye geldi. Öte yandan gazeteciler, töreni izlemek için Dukan’da bulunan otelin önünde yer aldı. 15 kadın ve 15 erkekten oluşan 30 gerillanın katıldığı tarihi törene KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat ve Nedim Seven öncülük etti. Yaşanan süreç, en çok da çatışmalı dönemde yakınlarını kaybedenlerden destek alıyor. Sema Yüce, Kürt kadın direnişinin sembolü olan bir isim. “Beynimi, yüreğimi ve bedenimi 8 Mart’tan 21 Mart’a ulaşan ateşten bir köprü yapmak istiyorum” diyerek yaşamını feda etti. Sema Yüce, barışın sağlanabilmesi için sembolleşmiş isimlerden biri.   Sema Yüce’nin annesi Zennure Yüce, son dönemlerde yaşanan gelişmelere dair düşüncelerini anlattı.   ‘Önderimiz bir güneş gibi doğdu’   Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ilk İmralı Adası’na götürüldüğü zamanı anımsatan Zennure Yüce, onu bir daha görebileceğini düşünmediğini ifade etti. Başlayan süreci işaret eden  Zennure Yüce, sürecin kendisini çok mutlu ettiğini belirterek, “Önderliğimizin fotoğrafını gördüğümüzde, nasıl ki güneş doğduğunda tüm dünya renkleniyorsa, bizim gözümüzde de öyle oldu. Ben o kadar mutlu oldum. Önderimiz serbest olsa, o bize yeter. Bedel ödenmeden hiçbir şey elde edilmez” dedi.   ‘Abdullah Öcalan tek başına tüm dünyayı ayağa kaldırdı’   Tarihten bugüne Abdullah Öcalan gibi bir önderin görülmediğini vurgulayan Zennure Yüce, “O, davasına, savaşçılarına, halkına sadık biri. Kendini bu halk için feda etti. Kimse bu konuda onun hakkını yiyemez. Önderimiz yokken herkes köleydi. Kimse insanlık nedir bilmiyordu. Abdullah Öcalan, tek başına tüm dünyayı ayağa kaldırdı. Onun gibi biri daha dünyaya gelmedi. Bugün bile hâlâ şartlar çok ağır. Bundan sonra neler olacağını biz bilemeyiz ama önderimiz bilir. Her şeyin iyi olmasını umut ediyoruz” diye konuştu.   ‘Semaların emeği, gücü ve mücadelesi…’   11 Temmuz’da gerçekleşen silahları imha törenine değinen Zennure Yüce, “Töreni gördüğümde dedim ki, keşke şu an Sema da hayatta olsaydı ve görseydi. O, daha çok mutlu ve güçlü olacaktı. Keşke o da bugünleri görseydi. Ama yine de biliyoruz ki, bugün hayatta olan arkadaşları Semaların emeği, gücü ve mücadelesiyle hayattalar ve biz bugünleri yaşıyoruz. Bu, çok güzel bir şeydi” diye belirtti.    ‘Önderimiz olduğu sürece biz de varız’   Silahların yakıldığı anın kendisine çok zor geldiğini söyleyen Zennure Yüce, “Daha önce barış süreçleri oldu ama kimse silahların bırakılmasını istemedi. Ben Sema’dan dolayı rahatsız olmadım. Şimdiye kadar çektiğim acıdan daha fazla acı çekseydim, silahların bırakılması bana zor gelmezdi. Ama yine de gençlerimiz, halkımız için en hayırlısı olsun istiyorum. Önderimiz olduğu sürece biz de varız. Önderimiz olduğu sürece gerillalarımız da olacaktır. Canımız, ruhumuz önderimize kurban olsun. Eğer o olmasaydı biz de olmazdık” dedi.   ‘Bizim çektiğimiz acıları başka anneler yaşamasın’   Zennure Yüce son olarak şunları söyledi: “Şu an yürütülen süreç çok zor bir süreç. İnsan bir şey diyemiyor. Bir kelimeyle süreç bozulabilir ya da düzelebilir. Hüznümüzle, acılarımızla da olsa bu süreçte bir şey diyemiyoruz. Umarım barış sağlanır. Bizim çektiğimiz acıları başka anneler, başka gençler yaşamasın.”