İHD Dêrsim Şubesi: Barışa ortak olmaya çağırıyoruz

  • 13:25 20 Mayıs 2025
  • Güncel
DÊRSIM - İHD Dêrsim Şubesi, Kayıplar Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Kayıplar Haftası vesilesiyle, silah bırakmanın gerçek bir barışın kapısını aralamasını diliyor; onurlu bir barış talebimize ortak olmaya çağırıyoruz” dedi.
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Dêrsim Şubesi, “Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası”na ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Seyit Rıza Meydanı’nda gerçekleştirilen açıklamaya Dêrsim Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, yerine kayyım atandıktan sonra görevden alınan Dêrsim Belediyesi Eşbaşkanı Cevdet Konak ve çok sayıda kişi katıldı. Eyleme katılanlar, Dêrsim’de gözaltında kaybettirilenlerin fotoğraflarının olduğu dövizleri taşıdı. Basın metnini İHD Dêrsim Şube Eşbaşkanı Nurşat Yeşil okudu.
 
İlk olarak söz alan  İHD Dêrsim Şube Eşbaşkanı Özgür Ateş, Uluslararası Kayıplar Haftası’nın önemine vurgu yaptı.
 
‘Bu suç zaman aşımına uğratılamaz’
 
Ardından ise basın metnin okuyan Nurşat Yeşil, ilk olarak her yıl 17-31 Mayıs tarihleri arasında, gözaltında kaybedilenlere ilişkin yapılan hak ihlallerine ve cezasızlık politikalarına karşı mücadele etmek amacıyla bir araya geldiklerini ifade etti. Nurşat Yeşil, “Bugün, gözaltında kaybedilen sevdiklerimizi unutmadığımızı, unutmayacağımızı ve adalet arayışımızdan vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha yüksek sesle dile getirerek Kayıplar Haftası’na giriyoruz. Devlet görevlileri ya da devlet destekli yapılar tarafından kaybedilen insanların aileleri olarak yıllardır aynı soruyu sormaya devam ediyoruz: Sevdiklerimiz nerede? Israrla altını çiziyoruz; gözaltında kaybetmeler sadece kaybedilenlerin değil, geride kalanların da hayatını karartan, kuşaklar boyu süren bir travmadır. Bu suç zaman aşımına uğratılamaz, görmezden gelinemez. Bugüne dek süren cezasızlık kültürü yeni ihlallerin önünü açmış; toplumsal barış ve hukuk devleti ilkelerinin önünde büyük bir engel oluşturmuştur” dedi.
 
‘Gülistan Doku’nun akıbetinin açığa çıkartılması için çağrıda bulunuyoruz’
 
Nurşat Yeşil, devamında belli tarihlerde kaybedilenlerin akıbetini öğrenmek istediklerinin altını çizerek, “İlimizde de 24 Eylül 1994 tarihinde Vartinik köyü Mirik mezrasına yapılan askeri operasyon sonrası kendilerinden bir daha haber alınamayan Hatun Işık, Yeter Işık, Elif Işık, Gülizar Serin ve onun 3 yaşındaki kızı Dilek Serin ile 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana kendisinden haber alınamayan Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku’nun akıbetlerinin açığa çıkartılması için bir kez daha çağrıda bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.
 
Taleplerini sıraladılar
 
Nurşat Yeşil, kayıpların akıbetine dair taleplerini şöyle sıraladı:
 
“*Gözaltında kaybedilen tüm kişilerin akıbeti açıklansın.
 
*Suçun fail ve sorumluları yargılanarak adalet önünde hesap versin.
 
*Gözaltında kaybetme, Türk Ceza Kanunu’nda insanlığa karşı suç olarak tanınsın.
 
*Cezasızlık uygulamalarına son verilsin.
 
*Türkiye, Birleşmiş Milletler Zorla Kaybetmelere Karşı Uluslararası Sözleşmesi’ni imzalasın ve hayata geçirsin.
 
*Galatasaray Meydanı’ndaki anayasa ve hukuk dışı mekân yasağı ile sayı sınırlamasına derhal son verilsin.”
 
‘Barış talebimize ortak olmaya çağırıyoruz’
 
Nurşat Yeşil, son olarak şu çağrıda bulundu: “Biliyoruz ki bu taleplerimizin hayata geçmesi ancak kalıcı bir barış ortamında mümkündür. Bu nedenle silah bırakma kararlarıyla ortaya çıkan ‘negatif barış’ sürecine; hakikat, yüzleşme ve adalet eşlik etmelidir. Gerçek anlamda barış, ancak toplumsal hafızanın onarılması, adaletin eksiksiz işlemesi ve insan haklarının tam anlamıyla tanınmasıyla mümkün olabilir. Barış fırsatı siyasi hesaplara kurban edilmemeli; adil ve kalıcı bir barışın tesisi için güçlü bir siyasi irade ortaya konmalıdır. Kayıplar Haftası vesilesiyle, silah bırakmanın gerçek bir barışın kapısını aralamasını diliyor; tüm duyarlı kamuoyunu hakikat, adalet ve onurlu bir barış talebimize ortak olmaya çağırıyoruz.”