‘Göçlerin en büyük nedeni savaş’

  • 09:06 14 Haziran 2025
  • Güncel
AMED - Yaşanan yoğun göçlerden en çok kadınlar ve çocukların etkilendiğine dikkat çeken GÖÇ-DER Eşbaşkanı Medya Alkan, göçün en büyük nedeninin savaşlar olduğunu ifade etti.
 
Egemenler tarafından çıkarılan savaşlar dünyanın birçok yerinde gün geçtikçe yayılırken bu sorun insanların göç etmesine neden oluyor. Göç başta kadın ve çocuklar olmak üzere herkesi etkilerken yine en çok hak ihlaline onlar maruz bırakılıyor. Bunun en büyük örneğini KÜrdistan kentlerinde uygulanan savaş politikalarından ve insansızlaştırmada görmek mümkün… 
 
Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği (GÖÇ-DER) Eşbaşkanı Medya Alkan da göç dönemlerinde yaşananları değerlendirdi.
 
‘Göçün birçok dalı var’
 
Göçlerin bir çağ ile açılıp bir çağla kapandığını ve göçün birçok sebebi olduğuna değinen Medya Alkan, “Bu sebeplerin en büyüğü de savaş ve özel savaş politikalarıdır. 90’lı yılarda köylerde insansızlaştırma, şehirleşme ve demografik yapılı değişimler yaşandı. Bu durumda Avrupa’ya göçler yaşandı. Bu göçler ekonomik temelli değildi, asimilasyona dayalı politikalardır. Göçün birçok dalı vardır ekonomik, kültürel, sanatsal sosyolojik ve dil asimilasyonudur. Amaç bir yer değiştirme olayı değildir, ulus devletlerinin kendilerine göre halkı dizayn etme yöntemidir” dedi.
 
‘Bu göçlerden en çok kadın ve çocuklar etkileniyor’
 
Sermayedarların ekonomik kırım yaptıklarını belirten Medya Alkan, köylerde maden ocaklarının kurulduğunu, ağaçların katledildiğini ve kendi lehlerine kapitalist sisteme hizmet eden ürünler çıkardıklarını ifade etti. Medya Alkan, “Göçten en çok etkilenen kesimlerinden biri de kadın ve çocuklardır. Rojava savaşı döneminden sonra buraya gelen kadın ve çocuklar, farklı bir ülkenin hukuki sürecin nasıl olduğunu bilmiyor o alanda büyük eksiklikler yaşadı ve yaşamaya devam ediyor. Üzerlerinde büyük baskılar vardı. Bu baskılardan biri de aile baskısı. Aile baskısı kadını dört duvar arasında kalmış gibi hissettiriyor. İletişim halinde olacağı bir alan yok ve yaşam standartlarını oluşturabilecek bir alan yok. Çocuklarda da akran zorbalığı oluşuyor. Bu durumda çocuk kendini var edememe nokrasında sıkıntılar yaşıyor. Kadınlar ciddi bir şekilde şiddete maruz bırakılıyor ve buna çözüm oluşturma sorunu yaşıyor” şeklinde belirtti.
 
‘Göç alanında diliyle konuşabileceği tercümanlar olmalı’
 
Göçlerde yerel kent dinamiğinin değiştiğini kaydeden Medya Alkan, “Göç alanı dinamik bir alandır. Göçle ilgili çalışan bir alanın oluşturulması gerekiyor. Göç eden her alan, çalışan alanlarla iletişime geçmeli ve hukuki desteği alacağı bir alan olabilmelidir. Kendini rahat ifade edebileceği ve kendi diliyle konuşabileceği tercümanlar olmalıdır. Sağlık alanında faydalanabilmeli. Göç alanında bireylerle temasta bulunmalı ve bu süreci rahat atlatabilmeleri için kolaylaştırıcı olunmalı” sözlerine yer verdi.