‘Analar Çalıştayı’nda barış vurgusu

  • 10:52 19 Temmuz 2025
  • Güncel
DÊRSIM – DAD Kadın Meclisi, Dêrsim’de “Hakikat Ana Yoludur” şiarıyla iki gün sürecek olan “Analar Çalıştayı”nın ilk gününde, Alevi anaların toplumdaki rolüne işaret edilerek, “Barış yolu analarla mümkündür” mesajı verildi.
 
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Kadın Meclisi, Dêrsim’de “Hakikat Ana Yoludur” şiarıyla düzenlenen ve iki gün sürecek olan “Analar Çalıştayı”nın ilk gününü Dêrsim’e bağlı Marçik Sinan köyüne başlattı. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ile çok sayıda kurum ve kuruluş çalıştaya destek verirken, çok sayıda Alevi ana da katıldı. Çalıştay alanına “Yolun sahibi anadır, sır ondadır” ve “Anahita’dan Ana Fatma’ya, Zarifelerden Sakinelere Kadın Hakikati ile var bu tarih bizim” pankartları asıldı.
 
İlk olarak Alevi analar tarafından çerağ uyandırıldı ve dara duruldu. Ardından DAD Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan açılış konuşmasını yaparak tüm Alevi anaları selamladı.
 
‘Ocağın sözü anadır’
 
“Dersim’in suyun sesi, anacın gölgesi, toprağın kokusu, güneşin sıcaklığı ile bir araya geldik. Analara ‘gelin’ dedik ve geldiniz” diyen Kadriye Doğan, uzun süredir Alevi kadınların ve anaların sözünün geri planda bırakıldığını ifade etti. Kadriye Doğan, “Başlarken ciddi bir tedirginlikle başladık. Bunca zaman sözümüz üzerine çok söz kuruldu. Genelde egemenler bizim adımıza söz söyledi. Ama ocağın sözü anadır” sözleriyle Alevi anaların hakikat taşıyıcısı olduğunu dile getirdi.
 
‘Egemenler sözümüz üzerine söz kurdu’
 
Kadriye Doğan, bu buluşmanın bir başlangıç olduğunu vurgulayarak, “Anaların sözü vardır ve bize aktaracakları kıymetli sözleri vardır. Belki yerinize erkekler konuştu ama siz ne yaşadınız, sizden duymak istedik. Bugün o kadimden gelen ar, duru ve pîr û pak sözlerini buraya taşıyacaklar” ifadelerini kullandı.
 
‘Yasaklara rağmen inancımız yaşıyor’
 
Alevi inancının bugüne kadar anaların direnciyle taşındığını belirten Kadriye Doğan, “Bizim inancımız ocaklarla ve özellikle anaların direnciyle bugüne geldi. Ama bugün unutturulmaya çalışılıyor” dedi. 21’inci yüzyılın, kadınların demokratik mücadeleyi büyüteceği bir yüzyıl olması gerektiğini vurgulayan Kadriye Doğan, Alevi kadınların artık kendi sözlerini kurabileceğinin altını çizdi. Kadriye Doğan, “Yüzyıllık bir Cumhuriyet’i geride bıraktık. Bu Cumhuriyet renklerimizi soldurdu, inancımızı yasakladı. Ama Alevilik tüm yasaklara rağmen yaşıyor. Bu, inancımızın gücüdür” diyerek Alevi inancının her yerde yaşatılması için mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti.
 
‘Alevilik asimilasyon etkisinde’
 
İlk oturumda Hülya Bozkurt’un moderatörlüğünde “Raa/Rêya Heq: Alevi inancında kadın” başlıklı oturumda, Kureyşan Ocağı’ndan Edibe Şahin, Alevi inancının özü, dili, kadının yeri ve tarihsel dönüşümüne vurgu yaptı. “O kadar uzun asimilasyonlardan geçtik ki artık birbirimizi ana dilimizde bile anlayamıyoruz” diyen Edibe Şahin, inancın ruhunun ana dilde gizli olduğunu vurguladı. Edibe Şahin, “Bugün Dersim’de bu inancı tartışıyorsak, keşke bunu bütünüyle ana dilimizle yapabilseydik. Ancak hem egemenler hem eril zihniyet bu dili ve inancı dönüştürdü” dedi.
 
‘Toplumsal yaşam ana ocağı etrafında örgütlenmiştir’
 
Edibe Şahin, Alevi toplumunun tarihsel olarak ana soylu yapılar etrafında geliştiğini, inanç merkezinin kadın olduğunu ifade ederek, “Evlerimizdeki üç taşlı ocakları ayakta tutan kadındır. Dolayısıyla inancın sürdürücüsü, toplumun örgütleyicisi de kadındır. Ocaklar sadece inançsal değil, toplumsal örgütlenmenin de temelidir” diye belirtti. 
 
‘Cemler, toplumun ortak vicdanıydı’
 
Geçmişte cemlerin sadece ibadet değil, aynı zamanda toplumsal meclis işlevi gördüğünü hatırlatan Edibe Şahin, herkesin söz hakkına sahip olduğunu kaydetti. Edibe Şahin, “Kadın, erkek, çocuk; herkes o mecliste temsil edilirdi. Sorunlar dile getirilir, birlikte çözüm aranırdı. Bu, toplumun ortak vicdanıydı. Bugün güncel siyasal dille ‘öz eleştiri’ dediğimiz şeyin temeli o cemlerde atılmıştı” diye konuştu.
 
‘12 Eylül, inancımıza büyük bir darbe vurdu’
 
12 Eylül döneminin Alevi inancı için büyük bir travma olduğunu hatırlatan Edibe Şahin, “1938’de kız çocuklarımızı götürdüler, 12 Eylül’de ise erkek çocuklarımızı. Hepsi İmam Hatiplerde asimile edildi. Bugün cenazelerimizin kaldırılma biçiminden tutun, dilimizin kaybına kadar birçok sorunun kaynağında bu politikalar yatıyor” dedi.
 
‘Alevi kadını cemde can’dır, toplumda hâlâ eşit değil’
 
Kadınların inançsal alanda görünür olsa da toplumsal yaşamda hâlâ eşitlikten uzak olduğunu belirten Edibe Şahin, “Cemde kadın ve erkek cinsiyetlerinden sıyrılır, hepimiz bir can oluruz. Ancak toplumsal yaşamda kadının yeri böyle değil. Yer yer gerileme de var” diyerek iç eleştiri çağrısı yaptı.
 
‘Rızalık, Alevi toplumunun adaletidir’
 
Rızalık ilkesinin Alevi inancının temelini oluşturduğunu belirten Şahin, geçmişte kapıların kilitlenmediği bir yaşamın mümkün olduğunu vurgulayarak, “Herkesin birbirinden razı olduğu bir toplumda adalet ve vicdan kendiliğinden oluşur. Bugün ekolojik yaşam dediğimiz şey de inancımızda zaten var” dedi.
 
‘Yaşamı var eden annedir’
 
Alevi analardan Fidan Yıldız, “Biz hakikat topraklarına geldik. Hepiniz hoş geldiniz. Biz şu an buraya geldik, bu yol kaybolmayacak, bu yol yürüyecek. Bu yapı yeniden kadın yapısı ile inşa edilecek. Biz kadınlar bu yolu şekillendireceğiz. Ocaklardayız, pir evlerindeyiz. Ama biz kadınlar hep mutfakta kalıyoruz. Erkekler bizi geri plana itti her zaman. Yaşamı var eden annedir” diyerek kadının toplumdaki yerine vurgu yaptı.
 
‘İnancımıza sahip çıkalım’
 
Seyit Derweş Cemal Ocağı anası Cevahir Altunok, “Kendi köylerimizi kurmamız ve durmamız gerekiyor. Bu kadim inanç tarihten bugüne gelen rêya heqî biz dağıttık, sahip çıkmadık. Kendi ocaklarımıza ve inancımıza sahip çıkalım” dedi.
 
‘Yolumuz barış ve kardeşlik yoludur’
Aysel Doğan’ın ablası Menşure Doğan, “Biz çocuklarımıza göre şanslıyız. Çünkü büyüklerimizin ritüellerine tanıklık ettik. Ama çocuklarımız bu ritüellere tanıklık edemiyor. Bizim yolumuz güzel yoldur. Barış, kardeşlik ve sevgi yoludur” diyerek barış vurgusu yaptı.
 
‘Savaşı değil, barışı istiyoruz’
 
Baba Mansur Ocağı’ndan Elif Hurustan, “Anneler bu sabah erken kalktığında, dünyaya, evrene ve en son da kendi ev hanelerine dua ederlerdi. Şimdi hep birlikte analar olarak tüm ziyaretlerimize yüzümüzü dönelim. Çocuklarımızla birlikte bu hakikat yolunu yürütelim. Bu yol kadınlarla yürünür. Yolumuz hakikat yoludur, Ana Fatma’nın yoludur. Ama şu an herkes pirlerden bahsediyor. Kimse analardan bahsetmiyor. Her şey erkekler üzerinden kurulmuş. Ama bu yol kadınlarla yürünür, yoksa kaybolup gideceğiz. Artık yeter, barış ve kardeşlik olsun. Biz kadınlar savaşı değil, barışı istiyoruz” dedi.
 
“Yolumuz hakikat yoludur” diyen Şıh Çoban Ocağı’ndan ana Şehriban Kete, Alevi inancının eski kültürüne vurgu yaptı.
 
Alevi ana Fadime Bakır, “Ne güzel ki böyle bir günde güzellik ve sevgi için bir aradayız. Güzel günlerde bir arada olalım. Hepimiz sevgi konuşursak, sevgi artar. Lütfen hepimiz birbirimize sevgi verelim, gösterelim. Ana gerçekten farklı bir makamdır. Anne olmak farklı bir duygudur. Maraş’ta bizi yakanlar, doğuran annelerin evlatlarıydı. Eğer ki iyi yetiştirilseydi, belki bu olmazdı. Çocuklarımızı bilgelikle büyütelim. Analar değiştirici, dönüştürücüdür” dedi.
 
Birinci oturumun ardından çalıştaya ara verildi.