Kayıpların akıbetini sordular
- 13:09 2 Ağustos 2025
- Güncel
HABER MERKEZİ - İHD ve kayıp yakınlarının, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” bu hafta de kaybedilenlerin akıbetini sordu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla her hafta düzenledikleri eylemde bir kez daha adalet çağrısında bulundu. Dört kentte bir araya gelen İHD ve kayıp yakınları ellerinde gözaltında kaybettirilen ve faili meçhul cinayetlerle katledilenlerin fotoğraflarını taşıdı.
Amed
İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınları, düzenledikleri eylemin 860’ıncısını gerçekleştirmek için Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesinde bulunan Koşuyolu parkında bir araya geldi.
Eylemde, 5 Ağustos 1993 tarihinde, Mûş’un Anzar (Konutbekler) beldesinde evinin bahçesinde katledilen Muhyettin Taştekin’in failleri soruldu.
Açıklama 24 Temmuz’da yaşamını yitiren ve kayıpların bulunması, faillerin yargılanması için mücadele yürüten Emine Ocak’ın anılması ile başladı. Açıklamanın devamında Kayıp Komisyonu Üyesi Berfin Elçi katledilen Muhyettin Taştekin’in hikayesini okudu.
‘Uzun namlulu silahlarla geldiler’
Muhyettin Taştekin hikayesini okuyan Berfin Elçi, şunları paylaştı: “Ailemiz Muş’un Konukbekler beldesinde ikamet etmektedir. 5 Ağustos 1993 günü saat 21.30 sularında, sivil kıyafetli, ellerinde telsiz ve uzun namlulu silahlar bulunan 5-6 kişilik bir grup köyümüze geldi. Bu grubun içindeki kişilerden biri evimize girerken, diğerleri kapımızın önünde bekledi. Eve giren kişi, babam olan 60 yaşındaki emekli imam Muhyettin Taştekin’i dışarı çıkardı ve evimizin bahçesine götürdü. Bu sırada, babam dışında hiç kimsenin dışarı çıkmasına izin verilmedi.”
‘Babamı sivil polisler takip ediyordu’
Berfin Elçi devamında Nihat Taştekin’in olaya dair aktardığı hikayeyi, “Babam evden çıkarıldıktan kısa bir süre sonra çok sayıda silah sesi duyduk. Silah sesleri kesildikten sonra dışarı çıktığımızda, babamın bahçede kanlar içinde yattığını ve silahlı grubun Jandarma Alay Komutanlığı yönüne doğru kaçtığını gördüm.
Evimiz ile Alay Komutanlığı arasındaki mesafe yaklaşık 800 metredir. Bu olaydan önce babamın sivil polisler tarafından takip edildiğini biliyorduk. Babam, çevremizde tanınan ve sözü geçen Kürt şahsiyetlerden biriydi” sözleriyle aktardı.
‘Yargı süreci işletilmedi’
Berfin Elçi, son olarak “1990 yılında Avrupa’ya gitmiş, orada demokratik Kürt siyasetinde aktif rol almıştı. Öldürülmeden kısa bir süre önce Almanya ve Fransa’ya seyahat etmişti. Köye döndükten yalnızca bir ay sonra infaz edildi. Babamın sivil polislerce takip edildiğine bizzat ben de tanıklık ettim.Babamın öldürülmesinden iki gün sonra TRT Televizyonu, olayın PKK tarafından gerçekleştirildiğini haber yaptı. Ancak daha sonra PKK, bu olayla ilgisinin bulunmadığını açıklamıştır. Babamın infazından sonra sağlıklı bir yargı süreci işletilmedi. Tüm ilgili mercilere başvurmamıza rağmen herhangi bir sonuç elde edemedik” dedi.
Açıklama yapılan 1 dakikalık oturma eylemi ile son buldu.
Colemêrg
Colemêrg’de kayıp yakınları, eylemlerinin 186’ıncı haftasında Gever (Yüksekova) ilçesindeki Sanat Sokağı’nda bir araya geldi. “Failler belli, kayıplar nerede”, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” pankartları ile kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme, Kayıp yakınları, DEM Parti Colemêrg milletvekili Onur Düşünmez, Dem parti ilçe yönetimi ve DBP ilçe yönetimi ile birlikte çok sayıda kişi katıldı.
Bu hafta ki eylemde açıklamayı okuyan İHD Colemêrg yöneticisi Eren Baskın1992 yılında evinin önünde esnada katledilen Metin Kıratlı’nın failleri soruldu.
Êlih
İHD Êlih Şubesi ve kayıp yakınları, eylemlerinin 696'ncı haftasında Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya geldi. “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” pankartının açıldığı eyleme, insan hakları savunucularının yanı sıra Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma, Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) yöneticileri katıldı. Bu haftaki eylemde, 9 Ağustos 1994’te Êlih Aydınlık Mahallesi’nde kaçırılan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Resul Saçan’ın akıbeti soruldu.
İHD Êlih Şube Yöneticisi Ali Karadoğan, Saçan’ın öyküsünü okudu. Resul Saçan’ın kaybedilme öyküsü şöyle: “Resul Saçan dükkanını kapatıp eve gitmek için bisikletine bindikten sonra birkaç kişi tarafından kaçırılır. Kaçırılmasından bir hafta önce iki sivil polis evine gelmiş, ‘Ne iş yaptığını, neyle meşgul olduğunu’ sormuşlar. Kasap olduğunu söylemiş. Polislerden biri kendisine ‘İnsan kasabı mısın yoksa hayvan kasabı mısın?’ diye sormuş. O da hayvan kasabı olduğunu söylemiş. Yaklaşık bir hafta sonra da kaçırılır. Êlih’e bağlı Zorava köyünde, Aziz Önlük’e ait evin altındaki sığınakta Resul Saçan, Zeynel Kürsep, Mahmut Demirer, İsmail Ağaya, Hacı Selim’in oğlu ile kalmışlar. Bu sığınak devlet güçlerince 1998 yazında ortaya çıkarıldı ancak Resul Saçan’dan bir daha haber alınamadı.”
Açıklama oturma eylemi ile son buldu.
İzmir
İHD İzmir Şubesi'nin gözaltında kaybedilenlerin akıbetini sormak amacıyla iki haftada bir gerçekleştirdiği oturma eylemi Konak eski Sümerbank önünde yapıldı. Eylemde, "Kayıplar belli, failler nerede" ve "Kayıplar vicdandır sahip çık" pankartları taşındı. İHD İzmir Şubesi Eşbaşkanı Ali Aydın, 17 Ağustos 1995'de Merdin'de gözaltına alındıktan sonra akıbeti öğrenilemeyen Abdurrahim Demir'in hikayesini okudu.
Adana'ya gitmek için yola çıkan Abdurrahim Demir'in Qoser'de kimlik kontrolünde gözaltına alındığını hatırlatan Ali Aydın, "Gözaltına alındığına tanıklık edenler, Demir Ailesine Abdurrahim’in Şavalet Jandarma Karakolu’na götürüldüğünü söylediler. Demir Ailesi Şavalet Karakolundan, 'Biz böyle birini almadık' cevabını verirken, Mardin Emniyeti ise 'Abdurrahim pasaport çıkartıp, Fransa’ya garson olarak gitti' açıklamasını yaptı. Yapılan tüm girişimler sonuçsuz kaldı. Abdurrahim Demir’den bir daha haber alınamadı. Annesi Kesriye Demir ve kardeşi Mehmet Demir, yıllarca Galatasaray Lisesi önündeki Cumartesi Anneleri/İnsanları eylemlerinde, Abdurrahman Demir'in akıbetini sordu, sorumluların cezalandırılmasını istedi. Ancak, her ikisi de yaşamını kaybetti. Bugün Kesriye Demir ve Mehmet Demir’in yerine soruyoruz 'Abdurrahim’e ne oldu?' Abdurrahim Demir dosyasında cezasızlığa son, adalet istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Ali Aydın, kayıpları aramaktan vazgeçmeyeceklerini belirtti.