‘Bağımlılıkla mücadele gündemden düşmeyecek’ 2025-06-20 09:03:11   Melike Aydın    İZMİR - Her türden bağımlılığın toplumsal şiddetle ilişkili olduğunu ve bir savaş taktiği olarak toplumları güdülerle yönetilen kitlelere çevirdiğini ifade eden HDK Sağlık Meclisi'nden Doktor Ayşe Özdamar, bağımlılığa karşı mücadeleyi gündemden düşürmeyeceklerini söyledi.   Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Sağlık Meclisi, Hatay, İzmir ve İstanbul’da, Nisan ve Mayıs aylarında farklı kesimlerden ve meslek alanlarından yüzlerce katılımcı ile “Bağımlılık ve Mücadele Çalıştayı” düzenledi. Özellikle gençliği hedef alan, özel savaş politikalarının da bir yöntemi olan bağımlılık hakkında bilgi veren HDK İzmir Meclisi Eş Sözcüsü Doktor Ayşe Özdamar, barış ve demokratik bir toplumun inşasıyla her türden bağımlılığın azalacağına işaret ederek konuyu gündemden düşürmeyeceklerini belirtti.   ‘Bağımlılık küresel bir sorun’   Madde bağımlılığından dijital kumar bağımlılığına kadar bağımlılığın bir hastalık olduğunu ifade eden Ayşe Özdamar, toplumdaki bireyleri biyolojik ve psikolojik olarak yok ettiğini belirtti. Ayşe Özdamar, “Kişi yalnızca o bağımlı olduğu şeyle ilişki kurmak için yaşar hale geliyor. Son yıllarda dijital bağımlılık da hızla artıyor. Bu, artık toplumları çökerten, özellikle gençler arasında giderek yaygınlaşmasıyla onların sosyal, bilişsel, biyolojik gelişmelerine engel oluyor. Bu bağlamda aslında küresel bir sorun” dedi.    ‘Bağımlılığın piyasası ve sektörü var’   Madde ve alkol gibi kimyasalların çok eski tarihlerden beri bilindiğini ancak hiçbir dönemde toplumları bu denli çökerten bir sorun haline gelmediğine dikkat çeken Ayşe Özdamar, “Bu, kapitalist modernitenin yarattığı sorunlarla ortaya çıkmış bir problem. Kapitalizm her eve, her yaşam tarzına, her mahalleye girdikçe, uyuşturucu madde bağımlılığı toplumu çökerten bir şekle bürünüyor. Kapitalistler bundan kâr ediyor. Büyük bir gençlik pazarı var. Büyük sermayelerin döndüğü, kapitalist üretimin parçası olarak devam ediyor. Çünkü üreticiler pazar bulmak zorundalar” diye belirtti.    ‘Bağımlılık özel savaş politikalarının bir aracı’   Devletlerin özellikle madde bağımlılığını özel savaş politikası olarak kullandığının altını çizen Ayşe Özdamar, “Özellikle Kürt illerinde bu nedenle devlet güçleri eliyle bizzat verildiğini biliyoruz. Çünkü bağımlılık yaşayan gençler hiçbir şey düşünemez, o maddeyi bulmak için her türlü güdülemeye de yatkın hale geliyor. Bu da açıkçası özel savaş politikası olarak gerek metropollerde gerek Kürt illerinde kullanımı giderek yaygınlaşmaya başlıyor”  sözlerini kullandı.    ‘Yalnızlaşan, politikadan yalıtılan gençlik, yönetilebilir toplumlar’   Devletlerin bu sorunu çözmek adına polisiye önlemler aldığını, ancak bağımlı sayısındaki kesintisiz artışın bu önlemlerin işe yaramadığını ortaya koyduğunu ifade eden Ayşe Özdamar, devletin sorumluluğu anne ve babaya yüklediğini belirtti. Bağımlılıkla yönetilebilir bir toplum yaratmak ve gençliğin demokratik bir muhalefetine engel olunmuş olduğunu dile getiren Ayşe Özdamar, “ABD’de 68 gençliğinin özgürlük ve o dönemde barış yanlısı taleplerini uyuşturucuyla yozlaştırmayı başardılar. Bağımlılık, Çin’i kocaman bir sömürge ülkesine çevirdi. Geçmişte uyuşturucu ya da madde bağımlılığı vardı ama insanlar kullanmıyorlardı, şimdi neden istiyorlar? Nasıl oluyor da büyük bir pazar haline geliyor? Dijital kumar mesela... Kapitalizm insanları yalnızlaştırdı. Artık insanlar birbirleriyle bir arada ve toplu olarak değil, yalnız ve çözümsüz, atomize bireyler haline geldiler. Çocuklar bir arada oynamıyor, oysa çocuk oyunla hayatı öğrenir. 2 yaşından itibaren eline cep telefonu ya da tablet verilir. Ağır bir rekabet ortamı var, o ortamda yaşamak zorunda. Hangi kültürel yapıdan geldiyse o kültürü ve inancıyla tanışamıyor. Entelektüel birikim elde etmek korkulan bir şey haline geldi. Bu yalnızlaşan birey için bağımlılık sahte bir kurtuluş, bir kaçış” sözlerini kullandı.     ‘Toplumsal şiddet arttıkça madde kullanımı artıyor’   Madde bağımlılığının savaş koşullarında arttığını, savaşın yarattığı travmaları dile getiren Ayşe Özdamar, savaşılan toplumun da bağımlılıkla çürütülebildiğini ifade etti. Ayşe Özdamar, “Bu travmaların yalancı çözümü olarak pazara uyuşturucu sunumu gerçekleşiyor. Barış koşulları gerçekleştikçe bağımlılık azalıyor. Toplumsal şiddetin artması ise madde kullanımını artırıyor. Toplumsal sorunlara çözüm bulunca madde kullanımı da azalmış oluyor” dedi.   ‘Kadına dair veriler gerçeğin çok altında olabilir’   Özellikle kadına dair rakamlardan şüphe duyduğunu ifade eden Ayşe Özdamar, “Kadınlar evlerin içinde, özel alanda ne yaptıklarını bilemiyoruz. Sayılmıyorlar, görünmüyorlar. Erkekler uyuşturucu kullanıyorlarsa bunu daha rahat ifade ediyor, namus sorunu olmuyor. Kadınlarda ise bir ahlaki sorun olarak görülüyor. Kadınların madde kullanımı az olsa da verilen rakamlar az. Tedaviye de kadınlar daha az başvuruyor çünkü kadınlar bunu saklıyor” diye kaydetti.    ‘Panzehir kadın mücadelesi’   Kapitalizmin kadın bedenini hedef aldığını söyleyen Ayşe Özdamar, kadınlardaki madde bağımlılığının panzehrinin de kadın mücadelesi olduğunu ifade etti. Ayşe Özdamar, “Hakkını aramak erkek egemen sistemin işine yaramıyor. ‘Evlenilecek kadınları’ bir kenara ayırıyorlar, kullanılacak kadınları da kendi içlerinde kullanılmaları için gerekli prensipler yaratılıyor. Önemli olan kadının birey olarak var olma mücadelesi” sözlerine yer verdi.   ‘Kâğıt üzerinde çözümler gerçeği yansıtmıyor’   Devletlerin zaman zaman uyuşturucuyu sektör haline getirdiğini dile getiren Ayşe Özdamar, Türkiye’deki prosedürlerin ve bir takım çalışmaların varlığına dikkat çekti. Kâğıt üzerinde her şeyin yolunda gidiyor gibi görünse de aksinin yaşandığını kaydeden Ayşe Özdamar, “Esas sorun bu bağımlılığın nedeninin kapitalizmin kendisi olduğunu görebiliyoruz. Bu sistem devam ettikçe bazı palyatif örneklerle dengede tutulabilir ama bu bir sanayi sektörü olarak var oldukça, devletler buradan vergi aldıkça, kara para akladıkça bunu devletlerin önlemesi imkânsız oluyor. Kolluk kuvvetleri her gün tonlarca yakalıyor sözde ama bunlar hiçbir şeye hizmet etmiyor. Aslında bu ithalat ihracatları yapanlar ülkenin büyük işverenleri. Gemiler, bilinen iş adamının limanından kalkıyor; o gemi başka bir bilinen lojistik firmasına ait gibi. Bu koşullarda kâğıt üzerinde çok önlem var ama gerçek böyle değil” şeklinde ifade etti.   ‘Koşullar değişmedikçe bağımlılık son bulmaz’   Madde bağımlılığının tıbbi sağaltımının (temizlenme) yetersiz olsa da Türkiye’de bulunduğunu ifade eden Ayşe Özdamar, “Ama yeniden o maddeyi kullanıyor, çünkü yeniden aynı koşullara dönüyor. Bu koşullar değiştirilmedikçe durum değişmiyor. Bizim çalıştaylarımızda 10-15 kez bu kurumlara giden konuşmacılarımız vardı. Kişinin bir rehabilite sürecine alınması gerekiyor. Bu yapılmadıkça sadece anlık temizlik sağlıyorsunuz” diye belirtti.    ‘Gençlere sosyalleşecekleri alan açılmalı’   Türkiye’de madde kullanım yaş ortalamasının 25 olduğuna dikkat çeken Ayşe Özdamar, “Bu gençlerin haklarını savunması yasak. Örneğin, okulunda öğretmeni haksız yere başka yere tayin edilse, buna ses çıkarmaları yasak. Spor alanı, kültürel alanları, bir araya gelebilecek alanları yok; ellerinde sadece cep telefonu var. Böyle olan gençler ister istemez uyuşturucu batağına giriyor. Bu da halka hizmet veren yerel yönetimlerle başarılacak bir şey. Özellikle bu niyetle seçilmiş yerel yöneticilerin hak ettikleri koltuklar gasp edilmiş durumda. Bu kadar keyfî durum içinde yerel yönetimler de sıkıştırılmış durumda. Normal bir sistemde elbette bu yerel yönetimlerin ya da demokratik ve sivil toplum kuruluşlarının bu işi yürütmesi gerekir. Daha nitelikli eğitim, gençlerin kendilerini geliştirebileceği mekânlar bu işin panzehridir” ifadelerini kullandı.    ‘Bağımlılık konusunu gündemden düşürmeyeceğiz’   HDK Sağlık Meclisi olarak Ankara, Hatay ve İzmir’de atölyeler düzenlediklerini, burada farklı kesimlerden öğretmen, sosyolog, psikolog, hekimlerle sorunu tartıştıklarını kaydeden Ayşe Özdamar, “Bu işin hukuki boyutu da var. Örneğin, kişiyi uyuşturucuyla yakalayınca damgalanıyor, toplum dışına atılıyor. Böyle de yardım edilmez. Bunların yeniden ele alınması gerekiyor. Bundan sonra da bağımlılık konusunu gündemde tutmayı düşünüyoruz. Kendi aramızda tartışıp yolunu bulacağız. Amed’de bağımlılıkla mücadele platformu var. Yerel kendi yönetimlerinden destek alıyorlar. Bunları burada da örmek istiyoruz. Bu işi toplumsal ve bir arada yürütmek gerektiğini düşünüyoruz” dedi.   ‘Barış gündemimizin bir parçası’   Sahada özellikle kadınların bağımlılığa karşı mücadele edilmesine dair taleplerinin bulunduğunu ifade eden Ayşe Özdamar, “Bütün halklar bunu istiyor. Madde bağımlılığının da barış gündemimizin parçası olduğunu düşünüyorum. Barışı sahiplenmek için gençlere ihtiyacımız var. Barışın da o gençleri bu madde bağımlılığı batağından kurtaracak şeylerden biri olduğuna inanıyorum” diye konuştu.