DİGEL Tekstil raporu açıklandı: Bir kadın kürtaja zorlandı 2025-08-14 15:30:44     İZMİR - Direnişteki DİGEL Tekstil çalışanı kadınların uğradığı sistematik cinsel taciz, mobbing ve baskıya dair açıklanan raporda, üst düzey bir yöneticinin, işçi bir kadını manipüle ederek hamile bıraktığı ve kürtaja zorladığı yer aldı.    Sendikalaştıkları, insan onuruna aykırı çalışma koşullarını kabul etmedikleri için işten çıkarılan TEKSİF üyesi 15 DİGEL Tekstil çalışanı, işyerindeki mobing ve cinsel tacize dair hazırladıkları raporu,, sendika binasında düzenledikleri basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu. Yedi yıllık hak ihlallerini içeren raporu, sendikanın Merkezi Kadın Komisyonu Sekreteri Pelin Vuruşaner okudu.   ‘Sadece işe geri dönme mücadelesi değil onurlu yaşam hakkı mücadelesi’   Yaklaşık 210 gündür işçilerin Ege Serbest Bölge önünde direndiğini belirten Pelin Vuruşaner, direnişin sadece işe geri dönmek için değil aynı zamanda kadınların ve tüm emekçilerin insan onuruna yaraşır bir yaşam ve çalışma hakkı için verildiğini kaydetti. Pelin Vuruşaner, kadın işçilerin DİGEL Tekstil yöneticileri tarafından cinsiyet temelli ayrımcılık, baskı, mobbing ve sistematik taciz ve ayrımcılığa uğradığını söyledi.    Raporda yer verilen ihlaller şu şekilde:    “*DİGEL Tekstil yöneticileri 2018’de gerçekleştirdikleri bir toplantıda kadın çalışanlarına doğrudan ‘hamile kalmamaları’ yönünde uyarıda bulunmuş, hamileliğin iş akışını aksatacağı gerekçesiyle kadınlara ‘hamile kalmayın’ dedi.     *Hamile olduğu öğrenilen kadınların işyeri hekimine sundukları kan testleri geçerli sayılmadı, insan kaynakları ultrason raporu istedi. Bir erkek yönetici bunun şirket kuralı olduğunu belirterek bir kadına cinsel tacizde bulundu.   *İşbaşı ve iş bitiş saatlerinden yarım saat önce tuvalete çıkmak yasaklandı. Kadınlar regl dönemlerinde bile ihtiyaçlarını karşılayamadı. İşveren vekilleri tuvaletlerin kapısında bekleyerek psikolojik baskı kurdu.   *İşe başvuran ve metot eğitmeni tarafından olumlu rapor alan evli ve nişanlı genç kadınlar ‘hamile kalma potansiyeliniz yüksek’ denerek işe alınmadı, cinsiyet temelli ayrımcılığa maruz kaldı. İki aylık deneme süresi denerek işe alınan kadınlara başlama esnasında önceden hazırlanmış istifa dilekçesi imzalatıldı.   *Bir kadın işçi o gün fazla mesaiye kalmak istemediğini belirttiği için erkek ekip lideri tarafından açıklama yapmaya zorlandı, sözlü cinsel tacizde bulundu. Kadının insan kaynaklarına yaptığı başvuru ise dikkate alınmadı, fail erkek hakkında soruşturma açılmadı. Taciz faili erkek farklı gerekçelerle işten çıkarılarak adeta ödüllendirildi.   *Bir kadın işçi beraber çalıştığı erkek tarafından sistematik olarak cinsel tacize ve mobbinge maruz kaldı. Fail erkek farklı kadınlara da cinsel tacizde bulunmuş fakat yönetimin dikkate almayacağını düşünerek şikayetçi olmadı. Yönetim fail erkeğin cinsel taciz suçunu bilmesine rağmen Almanya’ya gönderilerek örnek işçi olarak gösterildi, adeta ödüllendirildi.   *Bir kadın tekstil işçisi ile ilişkisi olan yönetici, diğer kadınlara yönelik ayrımcı yaklaşımlarda bulundu.   *Bir kadın işçiye, bir erkek yönetici ‘giyimi’ üzerinden cinsel tacizde bulundu.   *Polikistik over sendromu olan bir kadın işçi regl döneminde yaşadığı ağır sancılar yüzünden çalıştığı ütü makinesinde baygınlık geçirdi, revire kaldırıldı. Burada ve ertesi gün kadın işçi bir yönetici erkek tarafından kötü muameleye ve sözlü şiddete maruz kaldı.   *Bir kadın işçi kötü çalışma koşulları nedeniyle hastalandı ve iki gün izin aldı. Kadın ekip lideri tarafından kötü muameleye, cinsel tacize maruz bırakıldı.   *Bir kadın işçi, üst düzey yönetici tarafından cinsel istismara maruz bırakıldı. Fail erkek hamile kalan kadına kürtaj zorlamasında bulundu. Kadın tehdit edildi ve işten çıkarıldı. İşlenen suç ortaya çıkınca yönetici işyerinden gönderildi ve şirket tarafından herhangi bir açıklamada bulunulmadı.”   ‘Sendikalaşma kadın işçilerin söz hakkını sağlayacak’   Pelin Vuruşaner, devamında tacizin şirket yöneticileri tarafından uygulandığını, buna karşı herhangi bir önlem alınmadığını belirtti. Kadınların da tacize karşı sessiz kalmaya zorlandığına dikkat çeken Pelşin Vuruşaner, işyerinde gerçekleşen örgütlenme sonrasında daha fazla şikayetin kendilerine ulaştığını sözlerine ekledi.    Sendikalaşma sonrasında işçilerin temsiliyetinin sağlanması, işçinin de söz hakkının olacağı toplu iş sözleşmesi düzeni kurulduğunda bu sorunların çözümü için önemli bir yol alınacağını ifade eden Pelin Vuruşaner, “Ancak Digel işçilerinin halihazırda işverenin haksız işten çıkarmaların hedefi olduğu toplu iş sözleşmesi masasının kurulmasının işverence türlü yollarla geciktirilmeye çalışıldığı ve işyerinde bir sendikasızlaştırma operasyonu yürütüldüğü gözetildiğinde kadın üyelerin yaşadığı sorunlar kamuoyuna duyurulmasında yarar görüldü” dedi.   Pelin Vuruşaner son olarak, işçilerin en temel hakkı olan sendikalı olma hakkına saygı duyulması ve yetki belgesinin kabul edilmesi, bu süreçte işten atılan işçilerin geri alınması ve insan onuruna aykırı tutumların sonlandırılmasını istedi.    Daha sonra İzmir Barosu Genel Sekreteri Zöhre Dalkıran ile çeşitli kurum temsilcileri söz aldı.    Toplantı, katılımcıların soru ve cevapları ile sona erdi.