‘Bu sadece erkeklerin yürüteceği bir süreç değil!’ 2025-08-18 09:02:38   Elfazi Toral    İSTANBUL - Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi'nden Newroz Ünverdi, sürecin kadınların perspektifiyle görünür kılınması gerektiğini söyleyerek, “Sadece erkeklerin ilerleyebileceği bir süreç değil bu. Biz bu sürece dâhil olmak için mücadeleye devam ediyoruz” dedi.   Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat çağrısıyla başlayan, “Barış ve Demokratik Toplum Süreci” Kürt halkı başta olmak üzere ezilen ve yok sayılan tüm kesimlerde büyük bir umut ve heyecan yarattı. Yine süreç kapsamında Meclis’te “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” kuruldu. Komisyon birçok kesim tarafından önemli bir adım olarak değerlendirilirken, komisyonda kadın-erkek eşitliğinin sağlanamaması ise kadınlar tarafından tepkiyle karşılandı. Kadınlar, sürecin kadınlar öncülüğünde yürümesi üzerine çağrı ve taleplerini dile getiriyor.    Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi’nden Newroz Ünverdi yaşanan gelişmeler ve kadınların taleplerine dair değerlendirmelerde bulundu.   ‘Mücadelenin temelinde her zaman barış vardı’   Türkiye ve Kürdistan'da barış talebinin çok uzun zamandır kadınların gündeminde olan bir mesele olduğunu belirten Newroz Ünverdi, kadınların barış, eşitlik ve demokratik bir toplum içinde yaşama arzularını her zaman dile getirdiğini ifade etti. Kadınların bu uğurda mücadelesini de daima sürdürdüğünü vurgulayan Newroz Ünverdi, “Kadınların Barış İçin Kadın Girişimi’nden miras kalan bir mücadele geleneği vardı. Bu süreç, özellikle 2015-2016 yıllarında başlayan bir kadın mücadelesinin varlığını çok net bir şekilde ortaya koydu. Bu mücadelenin temelinde her zaman barış talebi yer aldı. Bugünkü inisiyatifin kurulmasına da bir anlamda öncülük etti. ‘Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi’ kurulduktan bir hafta sonra, Sayın Abdullah Öcalan İmralı Adası’ndan ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısında bulundu. Hemen ardından PKK’nin kendisini feshetmesi ve 11 Temmuz’da silah bırakma eylemi gerçekleşti. Tüm bunlar, barışa giden yolda atılan önemli adımlardı. Bu gelişmelere karşılık, devletin de somut adımlar atması gerekiyordu. Bir komisyonun kurulması, bizim temel taleplerimiz arasındaydı. Toplumun farklı kesimlerinden insanların temsil edileceği, kadınların da taleplerini dile getirebileceği bir komisyonun oluşturulması, bizim zaten uzun süredir dile getirdiğimiz bir beklentiydi” dedi.   ‘Kadınların perspektifiyle demokratik bir toplum inşa edilir’   Meclis'te kurulan “Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu”nda kadın temsiliyetinin yetersiz olduğunu belirten Newroz Ünverdi, “Komisyon kuruldu ancak hâlâ bizim ulaşmak istediğimiz hedefe varabilmiş değil. Çünkü komisyonun 51 üyesi var ve her partiye, Meclis’teki sandalye sayısına göre kontenjan ayrılıyor. Ancak baktığımızda, 51 kişi içinde sadece 9 kadının yer aldığını görüyoruz. Tüm partiler komisyona üye gönderdi fakat sonuç olarak yalnızca 9 kadının orada söz sahibi olabildiğini görüyoruz. Bu durumun da bizim taleplerimizle çeliştiği çok açık. Kadınların orada olmasını yalnızca bir ‘temsiliyet’ meselesi olarak görmüyoruz. Kadın bakış açısıyla demokratik bir barış inşa edebilecek, kadın politikasını üretebilecek bir perspektife ihtiyaç var. Demokratik bir toplum, kadınların perspektifiyle inşa edilebilir. Bu nedenle, komisyonlarda kadınların yer almasını en başından beri talep ediyoruz. Kadın sayısının bu kadar düşük olması, bizim asla kabul edebileceğimiz bir durum değil. Bu şekilde bir barış süreci kurulamaz” diye belirtti.     ‘Saldırıların durması gerekiyor’   Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi’nin üç temel talebi olduğunu dile getiren Newroz Ünverdi, talepleri şöyle dile getirdi: “İlk talebimiz, siyasetin suç olmaktan çıkarılmasıydı. Çünkü bugün cezaevleri, binlerce siyasi ve politik tutsakla dolu. İfade özgürlüğü neredeyse yok denecek düzeyde. Eğer bir kişinin düşüncesi iktidar yanlısı değilse, doğrudan cezaevine gönderiliyor. Bu da siyasetin doğrudan suçla ilişkilendirilmesine neden oluyor. Bugün iktidarın belirlediği keyfi bir suç kriteri var. Bu nedenle, tüm siyasi tutsakların derhâl serbest bırakılması taleplerimizin başında geliyor. İkinci talebimiz; 5-7 Mayıs tarihlerinde PKK’nin kongresini toplayarak fesih kararını duyurmasının ardından, ateşkes ilan edilmiş olmasına rağmen sınır ötesi operasyonların devam etmesiydi. Bu operasyonların derhâl durdurulması gerektiğini vurguladık. Bu talebimiz, iyi niyet göstergesi ve somut bir adım olarak değerlendirilmelidir. Üçüncü talebimiz ise, Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile işten atılan çok sayıda emekçiyle ilgilidir. Bu kararnamelerin geri çekilmesi ve dayanak gösterilen yasal düzenlemelerin daha eşitlikçi bir şekilde yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Bu üç acil talep somut olarak hayata geçirildikten sonra diğer taleplerimiz de gündeme gelecektir. Tüm bu taleplerin, kadınları da merkeze alan bir bakış açısıyla ele alınması gerektiğine inanıyoruz.”   ‘Sürece dahil olmak için mücadele ediyoruz’   Kadınların bu sürecin öznesi olduğunu vurgulayan Newroz Ünverdi, 1990’lardan bu yana tüm kadın hareketlerinin ortak bir mücadele zemini oluşturduğunun altını çizdi. Kadınların ortak mücadelesiyle barış zemininde önemli bir yol kat edildiğini belirten Newroz Ünverdi, “Kadınlar yıllardır bu sürecin oluşması için mücadele ediyor. Bu uzun mücadele süreci sayesinde ciddi gelişmeler yaşandı. Hem silah bırakma eylemi hem de Meclis’te bir komisyonun kurulması, tüm halklar açısından çok önemli gelişmeler. Savaşın en ağır yaşandığı koşullarda dahi kadınlar barış talebinden vazgeçmedi. Kadınlar, barış söyleminin Türkiye ve Kürdistan’da dile getirmenin çok zor olduğu dönemlerde bile bu talebi dile getirmekten geri durmadı. Bugün somut adımlar atılmışken, biz komisyonlardan kadınların binlerce yıldır süren mücadelesinin taleplerini doğru bir şekilde ele almasını bekliyoruz. Kadınların bu sürece dahil edilmesi temel taleplerimizdendir. Bu derece somut adımların atılması, Türkiye açısından bir ilktir. Böyle bir sürecin içerisindeyken kadınların perspektiflerinin görünür olması gerekiyor. Bundan sonraki çalışmalarımız daha yoğun olacak. Komisyonun alt çalışma grupları olacak ve biz, kadınların bu gruplarda doğrudan yer alarak süreci yürütmesini bekliyoruz. Bu sadece erkeklerin yürütebileceği bir süreç değil. Kadınların olanaklarını ve etkinliğini artırmak için çaba harcıyoruz. Şu anda bir barış süreci inşa ediliyor. Onurlu bir barışın sağlanması için yıllardır mücadele veriyoruz ve bugün geldiğimiz noktada bazı somut adımlar atıldı. Bu sürece dahil olmak için mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.