Leyla Güven’den mesaj: Önderliğimizin özgürlüğü kırmızı çizgimizdir 2025-10-02 14:43:27   RIHA - TJA öncülüğünde “Umutla özgürlüğe yürüyoruz" şiarıyla Amed’den Ankara'ya yürüyüş gerçekleştirmesine dair mesaj gönderen Leyla Güven, “Kadın özgür olmadan toplum özgür olamaz’ deyip dünyadaki ilk kadın devrimini gerçekleştiren önderliğimizin özgürlüğü bizim kırmızı çizgimizdir” dedi.    Tevgera Jinên Azad (TJA) tarafından, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle Amed’den Ankara’ya “Umutla özgürlüğe yürüyoruz” şiarıyla başlatılan yürüyüş, ikinci gününde.    Curnê Reş’te (Hilvan) yapılan mezarlık ziyareti ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın bir dönem bulunduğu ve örgütlenme faaliyetleri yürüttüğü Curnê Reş’teki Özgürlük Yolu'nda yürüyüş yapılmasının ardından kadınlar, Xelfeti ilçesinin girişinden  "Jin jiyan azadî", "Jin jiyan azadî azad bike reberti", "Biji Serok Apo" sloganları eşliğinde 4 Nisan Parkı’na doğru yürüdü.     Parka varan kadınlar, burada şarkılar ve sloganlar eşliğinde halaya durdu. Halayın ardından Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutsak bulunan Leyla Güven’in mesajı okundu.   Leyla Güven'in mesajı şu şekilde:    “Sevgili kadınlar… Bizler hangi coğrafyada olursa olsun, hiçbir zaman bireysel çıkar ve menfaatlerimiz için değil, bütün toplumu ilgilendiren yaşamsal konular için söz söyledik, eylem yaptık, isyan ettik. Halklarımızın geleceğini, umutlarını çalmaya kalkışan erk zihniyetle kavgamız varoluş ile birlikte başlamıştır. Kadınlar biliyor ki erk zihniyet hiçbir toplum için kader değildir. Bu hakikatin bilinmesine engellenmesi için her fırsata kadınları tecrit edip yaşamın dışına itmeye çalışmaları bundandır. Erk sistemin bütün baskı politikalarına rağmen, zindanlarda ve yaşamın her alanında düşünmeye, üretmeye, yazmaya, çizmeye devam ediyoruz. ‘Jin jiyan azadî’ haykırışlarının dilden dile, ülkeden ülkeye, bütün meydanlarda duyulması en somut örnektir. Naçizane önerimiz; erk egemen sistemlerin küresel, evrensel boyuta kartopu misali büyüyen bu kadın aklıyla inşa edilen demokratik, özgür eş yaşam akımına karşı hesap ve kitaplarını yeniden yapmalarıdır. Bilmelidir ki  kadınlar; dere yatağındaki taşlar gibidir. Kolay kolay yok edilemezler. Madem dünyadaki hiçbir şey bize ait değil o zaman neyi kaybetmekten korkacağız. ‘Diken battığı yerden çıkarılır’ anlayışıyla Mezopotamya’dan tanrıcılar diyarından tüm dünyaya kadın vicdanı, adaleti, sevgisi, hoşgörüsü ile selam gönderelim.    Jinolojî ışığıyla aydınlanan kadınlar    Duyduk ki; ‘cadı’ kadınlar olarak bohçalarınıza direnişi, sevgiyi, umudu, tevazuyu, özgürlüğü doldurup toplumların başına bela olan tekçi, despot, cinsiyetçi, bütün anlayışları süpürmek için yollardasınız. Bedenlerimiz tutsak olsa da yüreklerimiz sizlere eşlik edecek. Zagros, Toros, Ararat Dağları’nda yetişen her dalında altı çiçeğin ters büyüdüğü ağlayan lallerin göbeğinden sızan kutsal suyu içen; mavi boncuklu bilekliği, sarı-siyah saç örükleriyle Kürt, Asuri, Suryani, Ermeni, Türkmen ve o topraklarda yaşayan tüm kadınların ardılları olarak o yollardasınız. Çağın filozufu, halkların önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın, ‘Barış ve Demokratik Toplum Süreci Çağrısı’na kadın duyarlılığı temelinde komünal yoldaşlık ruhuyla yürüyüşünüzü selamlıyoruz. Tarihi, mitolojiyi, sanatı, doğayı, felsefe ve sosyolojiyi yeniden bilimsel temelde hakikat ışığında yorumlayan önderliğimizin yeni perspektifi tamda biz kadınların öncülüğünü gerektiren bir olgudur. Madem erk zihniyet tarihteki bütün kadın yaratımlarını ters yüz ederek kök ve gövde olma ayrıcalığını kendisine mal edip kadınlara da dal ve yaprak eşitsizliğini bahşediliyorlarsa o vakit yollarda olmak bizlerin en doğal hakkıdır. Biz Kürt kadınları kendimizi dünyanın en şanslı kadınları olarak görüyoruz. ‘Kadın özgür olmadan toplum özgür olamaz’ deyip dünyadaki ilk kadın devrimini gerçekleştiren önderliğimizin özgürlüğü bizim kırmızı çizgimizdir. Baş müzakereci pozisyonu da onun özgür olmasını gerektirir. Önderliğimizin özgürlüğü ışığında biz kadınlar artık yolumuzu da bahtımızı da kendimiz çiziyoruz. Bu yolda yıldızlaşan yoldaşlara bin selam olsun. “