Madımak Katliamı anmasında komisyon vurgusu

  • 13:36 2 Temmuz 2025
  • Güncel
SİVAS - Madımak Katliamı'nda hayatını kaybedenler binlerce kişi tarafından anıldı. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Parlamentoda bu süreci takip edecek bir komisyonun kurulması lazım. Bu komisyon, resmi bir şekilde özür dileyebilmeli” dedi. 
 
Sivas'ta bulunan Madımak Oteli'nde 32 yıl önce katledilen 33 aydın, yazar ve sanatçı için anma etkinliği düzenlendi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) öncülüğünde yapılan anma etkinliğine binlerce kişi katıldı. Binlerce kişi, 33 aydının fotoğraflarıyla Hacı Bektaş Veli Dernekleri önünden katliamın yaşandığı Madımak Oteli'nin önüne kadar yürüdü. Otelin önüne karanfiller bırakılırken, katledilenlerin anısına semaha dönüldü. 
 
 Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Kamu Emekçileri Konfederasyonu Sendikası (KESK) Eş Genel Başkaları Ayfer Koçak ve Ahmet Karagöz'ün yanı sıra Alevi örgütlerinin temsilcileri de anmaya katıldı. 
 
‘Yakılmak istenilen ortak yaşamdı’
 
Anmada konuşan Tülay Hatimoğulları, "Sazıyla, sözüyle, semahıyla Sivas’ta buluşma gerçekleştiren değerli canlarımız burada diri diri yakıldı. Orada yakılan sadece o insanlar değildi, yakılmak istenen ortak yaşamdı. Sazdı, sözdü, türküydü, semahtı yakılmak istenen. Alevi canlar ne yazık ki Türkiye coğrafyasında Koçgiri, Dêrsim, Çorum, Gazi’de katledildi" dedi. 
 
Yüzleşme vurgusu 
 
Yaşanan acılardan kaynaklı açılan yaraların iyileştirilmesi gerektiğini vurgulayan Tülay Hatimoğulları, şunları söyledi: "Tarihimizde çok büyük acılar var. Bizlerin bu acıları iyileştirmesi lazım. Bizlerin bu acıları sarıp sarmalaması lazım. Bunlar sadece sözle olmaz, icraatla mümkündür. Bu tarihin karanlık sayfalarıyla cesur bir şekilde yüzleşmek lazım. Cesur bir şekilde parlamentoda bu süreci takip edecek bir komisyonun kurulması lazım. Bu komisyon, yaşanan bütün bu katliamlar için resmi bir şekilde özür dileyebilmeli, resmi bir şekilde bu hakikatlerle yüzleşmeyi başarmalıdır. Bizler bunları beklerken ne yazık ki mevcut AKP iktidarı ne yaptı? Alevi inancını Kültür ve Turizm Bakanlığına bağladı. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Alevilik bir inançtır, özgürdür. Aleviler bu topraklarda misafir değildir, bu toprakların asli parçasıdır. Kürt, Türk, Arap ve sayamadığım bütün halklardan Aleviler olarak bizler bu coğrafyanın misafiri değiliz. Bizler burada bu mahallenin asli sakinleriyiz, Türkiye’nin asli yurttaşlarıyız. O yüzden günümüzde bu yüzleşmenin sağlanması çok önemli.
 
Sayın Öcalan, gerçekleştirmiş olduğu 'Barış ve Demokratik Toplum' çağrısında bütün halkların ve inançların Türkiye’de eşit yurttaşlık hakkı temelinde yaşam sürmelerinin çağrısını yapmıştır. Nasıl ki Aleviler dünyada yaşayan insanlara aynı nazarla bakıyorsa, Türkiye’de yaşayan 72 millete aynı nazarla bakıyorsa; bu anlayışın ve bakış açısının resmi olarak da toplumsal olarak da yerleşmesini önemli buluyoruz.
 
Leman Dergisine yönelik saldırı  
 
Daha birkaç gün önce Taksim’de, İstanbul’un göbeğinde Sivas Katliamı'na benzer bir olay yaşadık. Yayınladığı bir karikatürden dolayı Leman dergisi çok yoğun bir baskıya ve bir güruhun saldırısına maruz kalmıştır hem de polislerin gözü önünde. Bu karikatüre bir açıklık getirildiği halde amacından saptırılmaya devam ediyor. Bu karikatürde İsrail’in katletmiş olduğu bir Müslüman anlatılmaya çalışılmıştır. Bizlerin bütün inançlara saygısı sonsuzdur. Hz. Muhammed bizim, İslam inancının peygamberidir ve hepimizin peygamberidir. Kendisiyle ilgili bir hakaret varmışçasına bir algı yaratarak, tıpkı Sivas’ta yaratılan gibi bir algı yaratılarak orada bir güruh yine devreye girmiştir. Bizler bu karanlık güruhların buldukları fırsatlarla, oluşturdukları provokasyonlarla devreye girmesini asla kabul etmiyoruz. Hele de barışı konuştuğumuz şu günlerde bu tarz karanlık güruhların ortaya çıkması sürece hizmet etmez, tam tersi bir etki yaratır.
 
Kardeşliği sözde değil özde tesis edelim 
 
Bizler bir kez daha diyoruz ki barışı konuştuğumuz bu süreçte Türkiye’de yaşayan bütün farklı halklar ve inançlar eşit yurttaş olarak kabul edilmeli, görülmeli. Bu anlamıyla en önemlisi bir toplumsal uzlaşının sağlanması ve bu uzlaşı çerçevesinde ülkemizde ciddi yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerekiyor. Bizler bu coğrafyada çok acılar çektik. Aleviler katledildi, farklılıklar yok sayıldı, farklı kimlikler dışlandı. Biz bir kez daha diyoruz ki gelin, bu acılara hep beraber merhem olalım. Gelin, halkların kardeşliğini sözde değil özde tesis edelim. Gelin bunun için hem toplumsal düzeyde hem yasal düzeyde daha ciddi ve daha somut adımları hep beraber alalım.
 
Madımak Oteli'ni utanç müzesine çevirelim
 
Madımak Katliamı ile hakiki bir yüzleşmeyi mutlaka hayata geçirmeliyiz, özür dilemeliyiz. Önünde durduğumuz Madımak Oteli'ni bir utanç müzesine çevirerek bu onarıcı hamleyi hep beraber yapabiliriz. Bir kez daha yitirdiğimiz bütün canları saygı ve minnetle anıyorum. Onları asla unutmayacağız."