Tülay Hatimoğulları: Operasyonlar süreci baltalıyor

  • 16:58 6 Temmuz 2025
  • Güncel
 
 
ANKARA - CHP’ye yaptığı ziyarette konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, CHP’li belediyelere yönelik operasyonların süreci baltaladığını belirterek, “Türkiye toplumu barış böyle mi sağlanır, demokrasi böyle mi kurulur, böyle mi demokratikleşme olacak şeklindeki soruların her yerden yükseldiğini görebiliyoruz” dedi.
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ve beraberindeki heyet Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi’ni ziyaret etti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile yapılan görüşme ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.
 
Toplantıda ilk olarak söz alan Tülay Hatimoğulları, gözaltı ve tutuklamalara işaret ederek, durumun “Halkın iradesine darbe” olduğunu söyledi. Gözaltına alınan ve tutuklanan isimlerin bir an önce serbest bırakılması gerektiğini ifade eden Tülay Hatimoğulları, “Bu operasyonları kayyım anlayışının bir devamı olarak görüyoruz. Sanıyoruz ki Türkiye’de bunu en iyi anlayabilecek siyasi parti biziz. 3 dönem belediyelerine kayyım atanmış bir partiyiz kayyım zihniyetinin başka versiyonlarının devam ettiğini görüyoruz. Bu operasyonların siyasi operasyon olduğunun altını özellikle çizmek istiyorum. Şayet bir yolsuzluk iddiası varsa, şayet bu konuda ellerinde deliller varsa elbette bazı soruşturmalar başlatılabilir” dedi.
 
‘Bağımsız yargı devreye girsin’
 
Tülay Hatimoğulları, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buradan teklifimiz şudur. Bir komisyon oluşturulsun, bağımsız yargı devreye girsin, sadece muhalefet partilerinin belediyeleri değil iktidar partisinin de belediyelerinin soruşturulacağı araştırılacağı bir çalışma yürütülsün. Aksine yapılan bu operasyonların gerekçe ne gösterilirse gösterilsin bunun bir siyasi operasyon olduğunun aksini kanıtlayamazlar. Şunu da eklemek isterim bahsettiğim bu soruşturma ve araştırmaya ayrıca kayyım atanmış belediyelerinin ve kayyım yönetiminin de araştırılmasını ısrarla öneriyoruz. Biz geçmiş dönemde bu konuda epey deneyimledik. Sayıştay raporlarına baktığımızda geçmiş dönemdeki kayyımların yolsuzluklarının ne kadar aşikar ve açık bir biçimde yapıldığını o raporlarda pekala görebilirsiniz.
 
Barış böyle mi sağlanır?
 
Bugün Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nden bahsediyoruz. Kürt sorununun çözülmesinin arifesinden geçiyoruz. Ve böylesi bir süreçte yani barışı konuştuğumuz, silahsızlanmanın konuşulduğu bugünlerde bu meseleleri yaşamak, bu operasyonlara tanıklık etmek ne yazık ki Türkiye toplumuna iyi gelmiyor. Türkiye toplumu barış böyle mi sağlanır, demokrasi böyle mi kurulur, böyle mi demokratikleşme olacak şeklindeki soruların her yerden yükseldiğini görebiliyoruz. Hele dün, 3 büyükşehir belediyeye dönük gerçekleşen bu operasyonla bu soruların dozunun ve tonunun çok daha yükseldiğine hep birlikte tanıklık ediyoruz.
 
Operasyonlar süreci baltalamakta
 
Birkaç gün içinde Federe Kürdistan Bölgesi’nde bir silah bırakma merasiminin gerçekleşeceğini hepimiz biliyoruz. 100 yıldır bu ülkede kronikleşmiş olarak devam eden bir sorunun çözümünü konuşurken bir anda bu operasyonları konuşuyor olmamız barışa ve demokrasiye olan inancı ne yazık ki zayıflatmaktadır. O yüzden biz buradan bu operasyonlar gerçekleştiren anlayışa bir kez daha seslenmek istiyoruz; Barış ve Demokratik Toplum sürecinin önüne geçilmemelidir. Bu operasyonlar bu süreci baltalamaktadır, bu operasyonlardan vazgeçilmelidir.
 
İç barışı muhalefetle konuşmak zorundayız 
 
Belediye başkanları halkın seçilmiş iradesidir. Bu operasyonlar sadece bir belediye başkanını cezaevine koymak anlamına gelmiyor. Aynı zamanda o kentin bütün seçmenlerine, bütün dinamiklerini yok saymak anlamına geliyor. Seçme ve seçilme hakkının ortadan kaldırılması anlamına geliyor. Seçimin artık formel bir şey olması, yani seçimi fiilen ortadan kaldırmak anlamına geliyor. Bu bakımdan bu anti demokratik uygulamalardan bir an önce geri dönülmelidir. Bunları kabul etmek mümkün değildir. Türkiye’nin barışa, iç barışını sağlama ve tahkim etmeye son derece ihtiyacı olan bir dönemden geçiyoruz. Bugün bölgenin kaynadığı bir yerde her yerden savaş ve çatışmaların yükseldiği bir yerde biz Türkiye’nin iç barışını konuşabiliyorsak bu bizim için çok önemlidir. Biz Türkiye’nin iç barışını muhalefetle birlikte konuşmak zorundayız. Muhalefetin dışında tutulduğu bir barış ve demokratikleşme sürecinin gerçekleşmesinin zor olduğunu, imkansız olduğunu defaatle her şekilde kürsülerden, televizyon programlarından ifade ettik. 
 
Toplumsal mutabakat
 
Bugün Türkiye’nin iç barışını sağlaması, demokratikleşme sürecinin sağlanmasının yolu en geniş toplumsal mutabakatın sağlanmasından geçmektedir. Bir yandan belediyelere operasyon yapılırken öte yandan barışın sesinin yükselemeyeceğini, demokrasinin gelişemeyeceğini en geniş toplumsal mutabakatın oluşmasının zorluklarını daha fazla büyüyeceğinin herkes farkında olmalıdır. Buradan biz çağrımızı yapıyoruz. Bugün bu operasyonları gerçekleştiren akıl bunlardan vazgeçmelidir. Bu ülkenin bütün siyasi çevrelerinin iç barışın gerçekleşmesi için ana aktör olmasını, öncelikle siyasetlerin. Farklı düşünebiliriz birimiz iktidarda birimiz muhalefette olabilir ama hiç kimsenin ötekini dışlamadığı hiç kimsenin ötekinin hakkını gasp etmediği ve yargıyı elinde bulunduran erkin yargıyı muhalefetin üzerinde demoklesin kılıcı gibi sallandırılmaması gerekir.
 
Gerçek anlamda barışı gerçekleştirelim 
 
Çağrımızı yineliyoruz gelin gerçek anlamda barışı gerçekleştirelim. Gelin bu operasyonlardan vazgeçin. Bu operasyonların devam ettiği süre içerisinde de bütün belediye başkanları ve seçilmişler tutuksuz bir şekilde yargılanmaları devam etsin hepsi serbest bırakılsın. Şuanda ifadeleri alınan belediyeleri derhal serbest bırakılsın. Biz buraya bu ziyareti heyetimizle gerçekleştirirken CHP’ye, belediye başkanlarına onların seçmenlerine ve bütün Türkiye halklarına geçmiş olsun dileklerimizi bir kez daha belirtiyoruz. Dayanışma duygularımızı bir kez daha paylaşıyorum.”
 
Kayyım atamaların tamamı siyasi
 
Özgür Özel de, şöyle konuştu: “Sayın başkanın ifade ettiği gibi herkes bunun siyasi birer operasyon olduğuna inanıyor. Sayın başkan hatırlattı kayyımlardan çok çektiler. Dünya kadar kayyım atandı. Geçtiğimiz dönem yanılmıyorsam kazandıkları hemen bütün belediyelere 4’ü hariç hepsine kayyım atandı. O zamanlar Tayyip Bey bugünkü özgüveniyle çıkıp televizyonların karşısına çıkıp şunları söylüyordu. Bunlar terör örgütlerine para yolladıkları için gözaltına alınıyorlar. Bunlar teröre finansman sağladıkları için gözaltına alınıyorlar. Emin olun buradaki mesele Kürt vatandaşların yerel yönetici seçme hakkına yönelik. Şimdi bu süreç başladı Tayip Bey ne dedi süreç ilerleyecek ve kayyım uygulaması istisna olarak kalacak dedi. Demek ki o istisna hal dışındaki bütün haller siyasiymiş değil mi? Demek ki bundan önce kayyım atamalarının tamamı siyasiymiş. Burada mesafe alınırsa kayyım uygulaması istisnaya döner diyor. 
 
Kendi seçmelerini ikna edemediler
 
Kendi seçmenlerini bile ikna edemediler. Şimdi bunu Anadolu'ya yayarak yapmaya ve bunun büyük bir organizasyon olduğunu diğer şehirlerde de kolunun bacağının olduğunu inandırmaya çalışıyorlar. Burada adana elverişli bir yer kendilerince. Bizle DEM’i Adıyaman’da Adana’da karşı karşıya getirebilirler kolaylıkla. DEM bu operasyonlara tepki göstermezse DEM’e, DEM bu operasyonlara tepki gösterirse bu sefer Türkiye toplumuna başka bir mesaj verecekler kendilerince.”
 
‘Barış demokratik dönüşümle mümkün’
 
Gazetecilerin DEM Parti İmralı Heyeti’nin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile yapacağı görüşmede CHP’ye yönelik baskıların gündeme gelip gelmeyeceğine dair soruyu yanıtlayan Tülay Hatioğulları, “Bugün hangi siyasi parti olursa olsun ne şekilde saldırıya maruz kalırsa kalsın biz karşısında olduk. Yani bugün bizim temel amacımız, Türkiye’nin demokratikleşmesidir. Türkiye’nin eline şu an tarihi bir fırsat geçmiş durumda. Biz bu sürecin heba edilmemesi için gece gündüz çalışan bir partiyiz. Türkiye 100 yıllık sorununu çözebilecek bir evreye gelmiş durumdadır. Bu sürecin çözülmesinin yani barışın bu ülkede tesis edilmesinin demokrasiden asla ayrılamayacağını baştan beri ifade ettik. Demokratik dönüşüm barışla barış da demokratik dönüşümle mümkündür. Bu iki kavramı ve anlayışı birbirinden ayırırsak ne bu ülkede biz kalıcı barışı tesis edebiliriz. Barışı dışında tutarsak demokratikleşmeyi bu ülkede tesis edemeyiz. Bizlerin kimlerle nasıl görüşürsek görüşelim bu ilkesel tutumumuzu her fırsatta ifade ettik ifade etmeye devam edeceğiz. Elbette yarınki görüşmelerde muhalefete dönük bu baskıların belediyelere dönük bu operasyonların da gündem olmasını bekliyoruz” dedi.