Sözler tutulmadı, evi yanan yurttaşlar kirada

  • 09:03 3 Ağustos 2025
  • Güncel
Melike Aydın
 
İZMİR - Yamanlar Dağı’ndaki yangıda evleri yanan yurttaşlara verilen sözler tutulmadı, zor koşullarda kirada yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar.
 
İzmir’in Karşıyaka ilçesi sınırlarında olan Yamanlar Dağında 16-18 Ağustos 2024 yılında gerçekleşen yangında 5 kişi hayatını kaybetti, 17 ev kül oldu, bin 600 Hektar ormanlık arazi yok oldu. Yanan 17 evin 15’i çoğu 1990’lı yıllarda çeşitli illerden işsizlik ve devlet baskısı ile göçen yurttaşlara ait gecekondular. Yanan hazine arazilerinin bir kısmının imara açılmasına karşı yaşam savunucularının açtığı dava devam ederken evlerini kaybeden yurttaşlara ise dernekler, yardımseverler, İzmir Büyükşehir ve Bayraklı Belediyelerinin eşya desteği dışında herhangi bir destek verilmedi,  tazminat verilmedi. Gerekçe olarak da yurttaşların evlerinin veya arazilerin tapularının olmaması gösterildi. 
 
‘Evini, eşini kaybeden kadından su
 
Yangında eşi Yakup Karaca ve evini kaybettiğini dile getiren Zakine Karaca şu anda kirada olduğunu ve eşinden kalan 10 bin lira maaş ile geçinmeye çalıştığını belirtti. Ciddi hastalıkları bulunduğunu, çocuklarının da geçim sıkıntısı çektiği için onlardan destek alamadığını belirten Zakine Karaca, “Yangından iki ay sonra icralık oldum, su faturası geldi. Evim yanmış su sayacı yanmış benden 2 bin 500 lira su faturası istendi. Benim eşim yandı hayatım gitti, onlar icradan bahsettiler” şeklinde konuştu. 
 
‘Tapu vermediler ama vergi aldılar’
 
Yanan evinin tapusu olmadığı için yerine ev yapılmadığını veya ev parası verilmediğini dile getiren Zakine Karaca, “Tapumuz yok ama isteselerdi bize ev yaparlardı. 2 sene önce Şahin Tepesi’nde hem para aldılar hem ev yaptılar. Elektriğimizi suyumuzu ödedik, vergi verdik, tapu için müracaat ettik. Madem imar yok neden bizden vergi aldılar. Benden su sayacım yanmış su parası aldılar” dedi.
 
‘Devlet değil hayırseverler yardım etti, ev sözü tutulmadı’
 
Yamanlar Dağı yangınında evlerini kaybettiklerini dile getiren Hatice Özsoy ise “Evimiz yerle bir oldu yeni yapmıştık. Şu anda kirada kalıyoruz. 3 ay oğlumun yanında kaldım, ama herkesin düzeni var sonra eve çıktım. Bize iki koltuk, beyaz eşya verdiler. Evimin arsa tapusu vardı, doğalgaz almak için başvuru yapmıştım. Yangından sonra AFAD biraz para verdi. Kiraya çıktık. Ev için başvuru yaptık ama ret dilekçesi geldi. Bize enkazı kendiniz kaldıracaksınız dediler. Belediyelerden azar azar yardım geldi, hayırseverler dernekler yardım etti. Oysa bize sizin evlerinizi yapacağız demişlerdi. Yanan evlerin yerine bir şey yaptırmıyorlar” diye ifade etti.
 
‘Devlet erkanı geldi ama sonradan bir şey yapmadılar’
 
Yangından zor kurtulduklarını ve yaşadıkları için şanslı olduklarını ifade eden Elmas Çetin de “Evim yandı, eşimin emeklisi yok, ben KOAH hastasıyım, 4 bekar çocuğum var. Ailelerimiz bize bakamıyor. Ben Ağrı Tutak’tan geldim, 20-30 senedir buranın yıkılacağı söyleniyor. Kimse bize destek vermedi. İtfaiye gelmedi. Su bitti dedi. Bir senedir kiradayım hem eski evin kredisini ödüyorum hem kira. Benim evim yepyeniydi. 2 ay boyunca 10 bin liraya bodrum katında kirada kaldık. Eşim de KOAH hastası çalışamıyor. Biz aradık bir itfaiye gönderin dedik gelmedi. Millet çok geldi yardım etti. Devlet erkanından çok kişi geldi ama sonrasında bir şey yapmadılar” şeklinde konuştu.
 
‘Dilenci değiliz hakkımızı istiyoruz’
 
Evler yandıktan sonra itfaiyenin geldiğini bu nedenle can kayıplarının yaşandığını ifade eden evi yanan yurttaşlardan Yüksel Saygın ise şunları söyledi: “Bir helikopterlik işi vardı. Bizim mahalleye kaldırmış olsaydı sönerdi ama yapılmadı. Onlar müdahale edene kadar her yer kül oldu. Üç beş kuruş üst baş için verildi, ikinci el eşyalar verildi bir tek buzdolabı yeniydi. Onu da hayırseverler verdi. Biz eşya istemiyoruz, para da istemiyoruz, dilenci değiliz. Hakkımızı istiyoruz, bizi kiradan çıkarsınlar, hakkımızı versinler. Sadece evlerimizi yapsınlar istiyoruz. İki evimiz yandı, emeğimiz yandı.  Devlet yaktı devlet telafi etmeli çünkü geç geldiler.” 
 
 
‘Evlerin tapusuz olması bahane edildi’
 
Onur Mahallesi Muhtarı Hatice Arslan da “Mahallemizde 13’ü ağır 15 ev yandı. Evler tapusuz sadece bir kişinin tapusu var. Diğer evlerin çoğunun tapusu başkasına ait dolayısıyla sahibi ev yapılmasını istemiyor. Bu kişi arsasını internet sitesine koymuş durumda. Yardım birçok yerden geldi ama tam kurtarmadı. Acil ihtiyaçlar için geldi. Valilik, kaymakam belediye başkanları da geldi. Ev verileceğini veya yerine kendileri başka yerde yaparlar diye para verilebileceğini söylediler. Ama sonra tapular başkasına ait olduğu için mülk bedeli verilmedi” şeklinde ifade etti.
 
‘Mahallenin yeninden inşa edilmesi gerekiyor’
 
Mahalledeki birçok evin 25, 30 veya 40 yıllık evler olduğunu, belediyenin su elektrik bağladığı kaçak yapılar olduğunu söyleyen Hatice Aslan, vergilerini verseler de ya evlerin veya arsaların tapusu olmadığını belirtti. Bu nedenle de karşılığının verilmediğini dile getiren Hatice Arslan, “Buranın tek çözümü kentsel dönüşüm. Ada bazında dönüşüm olursa çok iyi olur ama onu da insanlar kabul etmiyor. Çünkü insanlar 5 kat evim var hepsini bana vereceksiniz diyor. Bireysel yaparsan devlet 2 buçuk katlık eve izin veriyor, devlet yaparsa imar izni 8 kat. Kentsel dönüşümü bütün şehrin kabul etmesi gerekir ama bu sağlanmıyor. Burada bir deprem yaşadık temel sağlam olsa da evler sağlam değil. Herkes bir nevi tabutta yaşıyor bence” dedi.
 
‘Bir şey olursa açıkta kalırız’
 
 
Yangının yaşandığı bölgede ise hala yangının izleri duruyor. Yangının tanıklarından Azime Doğulu evini yanmaktan kurtardıklarını ancak bazı meyve ağaçlarının kül olduğunu ifade etti. Yaklaşık 30 yıl önce Wan’dan işsizlik nedeniyle  göç ettiklerini belirten Azime Doğulu, zararının karşılığının ödenmediğini ifade etti. Azime Doğulu “Yangın evimizin arkasına kadar geldi. Pencerelerimizi yenilemek için ölçü bile almıştık. Neredeyse mutfağım yanıyordu. Eşyalarım zarar gördü. Komşularımızın evleri yandı. Elimizden bir şey gelmedi. Bizim ev tapulu değil. Bir şey olursa açıkta kalırız” ifadelerini kullandı.
 
‘Koruculuğu kabul etmedikleri için yerinden edilmişlerdi’
 
Mêrdîn’den yaklaşık 30 önce devletin korucu olmaları yönündeki baskı nedeniyle İzmir’e taşındıklarını dile getiren mahallede yaşayan yurttaşlardan Şükran Özer de, buradaki evi elinden alınırsa açıkta kalacaklarını ifade etti. Yangında evlerinin yanmadığını ancak o günü hatırlamanın bile kendisine zor geldiğini ifade eden Şükran Özer, “Evimizin İmarı yok. Komşumuzun evleri yandı şimdi kirada kalıyorlar. İtfaiye gelene kadar evler yandı. Sadece burası değildi, aynı gün çok yer yanıyordu” şeklinde konuştu.