
Yeni düzenlemeye rağmen hasta tutsak ATK’ye sevk edilmedi
- 09:08 10 Temmuz 2025
- Güncel
Rozerin Gültekin
İSTANBUL – 26 yıldır cezaevinde bulunan hasta tutuklu Hazine Alçı’nın sağlık durumu her geçen gün kötüleşmesine rağmen ATK’ye sevk edilmedi. Avukat Kübra Kuyun, “ATK’nin Hazine Alçı hakkında cezaevinde kalamayacağına dair rapor düzenlemesi gerekmektedir” diyerek 10’uncu Yargı Paketi’ne dikkat çekti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine göre Marmara cezaevlerinde tutulan ağır hasta tutuklulardan biri de 26 yıldır cezaevinde bulunan Hazine Alçı. Her geçen gün sağlık durumu kötüye giden Hazine Alçı, tek başına yaşamını sürdürmekte zorlanıyor. Son çıkan 10’uncu Yargı Paketi’nde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olanlar hariç, hasta veya engelli olmaları nedeniyle cezaevinde tek başına yaşamını sürdüremeyecek tutukluların ATK raporuyla tespit edilmesi durumunda cezalarının ev hapsine dönüştürülmesine yönelik düzenleme yapıldı. Ancak Hazine Alçı hâlâ ATK’ye sevk edilmedi.
Hazine Alçı’nın sağlık durumuna ve ATK’ye sevk edilmemesine dair Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatı Kübra Kuyun açıklamalarda bulundu.
Cezaevlerinde haklar yok sayılıyor
İnsan haklarının ulusal ve uluslararası sözleşmelerle koruma altına alındığına dikkat çeken Kübra Kuyun, hasta tutsaklara yönelik hukuksuz uygulamaların hak ihlali niteliği taşıdığını belirtti. Kübra Kuyun, “Uygulamada hasta tutukluların yaşadıkları süreçler, kanundaki insan onuruna saygılı biçimde muamele görme ve yaşam hakkının korunması iddiasından oldukça uzaktır. Türkiye cezaevlerinin mevcut koşulları, hasta olmayan mahpusları dahi uzun süreli tutukluluk sürecinde yaşamlarını riske atacak düzeyde sağlık sorunlarıyla karşı karşıya bırakırken, halihazırda ağır sağlık sorunları bulunan mahpusların sağlığa erişim ve yaşam hakları her geçen gün defalarca ihlal edilmektedir. Teşhis ve tedaviler çoğu zaman yapılmamakta veya geciktirilmekte, tutuklular ağız içi arama, kelepçeli muayene ve ring araçları ile hastaneye sevk gibi insan onuruna aykırı uygulamalara maruz kalmamak adına hastaneye ve doktora erişim taleplerinden vazgeçmek zorunda bırakılmaktadır” dedi.
‘ATK’ye sevk edilmeli’
Cezaevlerinde bulunan hasta tutsaklardan Hazine Alçı’nın sağlık durumunun her geçen gün ağırlaştığını vurgulayan Kübra Kuyun, son yargı paketine göre Hazine Alçı’nın ATK’ye sevk edilmesi gerektiğini ancak hâlâ sevkinin yapılmadığını dile getirdi. Kübra Kuyun şöyle devam etti: “Kamuoyunda 10’uncu Yargı Paketi olarak bilinen Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile getirilen hükümler doğrultusunda; adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen hükümlüler ile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olanlar hariç, cezaevinde tek başına yaşamını sürdüremeyecek durumda olan tutuklular hakkında ATK raporuyla tespit yapılması halinde konutta infaz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Hazine Alçı, müebbet hapis cezası hükümlüsü olarak 27 yıldır tutukludur. Tutuklandığı ilk günden beri engelli olarak cezasını infaz etmekte, 2014 yılından bu yana ise iki baston kullanarak yaşamını sürdürmektedir. Yeni kanunla birlikte resen ATK’ye sevk edilmesi gerekirken henüz sevki yapılmamıştır. Aynı cezaevindeki üç hasta mahpusun ATK’ye sevki yapılmış olmasına rağmen, engelli olması nedeniyle yasadan doğrudan faydalanması gereken Alçı hakkında hâlâ işlem yapılmamıştır. Cezaevi idaresi ile yapılan görüşmede, sevklerin belli periyotlarla yapıldığı ve Alçı’nın son sevk tarihi üzerinden henüz periyodun tamamlanmadığı gerekçesiyle sevkin yapılmadığı tarafımıza iletilmiştir.”
Cezaevi koşullarının hastalığı üzerindeki etkileri
Hazine Alçı’nın sağlık durumuna ve cezaevi koşullarının hastalığını nasıl etkilediğine dair bilgi veren Kübra Kuyun, “Çift baston kullanması günlük yaşamında ciddi aksaklıklara yol açmakta ve sürekli refakatçi ihtiyacı bulunmaktadır. Engellilik durumu ve geçirdiği ameliyatlar nedeniyle merdiven kullanmaması gerekirken, cezaevi içerisinde yalnızca tek katlı ranza kullanımı sağlanabilmiştir. Cezaevinin fiziki koşulları nedeniyle görüşlere çıkarken merdiven kullanmak zorunda kalmaktadır. Koğuş arkadaşları, aralarında periyot oluşturarak Alçı ile birlikte kalmakta ve ona yardımcı olmaktadır. Ancak Alçı, gösterilen bu ilgi ve çabanın diğer tutuklular için yük oluşturduğunu düşünmektedir.
Daha uygun bir cezaevine sevk talebi, koğuşta klozet bulunması ve tek katlı yatakta yatması gerekçe gösterilerek reddedilmiştir. Uzun süreli platin kullanımına bağlı olduğu düşünülen bacak kısalması nedeniyle günlük ağrıları artmakta ve ayağını yere tam basamamasına sebep olmaktadır. Platin değişimi için ameliyat olmak istemekte ancak ameliyat sonrası uzun süre yatalak kalacağı ve cezaevi koşullarında bakıma muhtaç olacağı için ameliyat olmaktan çekinmektedir. Mevcut durumda dahi hastaneye gidiş-gelişlerinde yaşadığı zorluklar nedeniyle ameliyatlı bir şekilde bu süreçleri yaşamaktansa her gün artan ağrılarıyla kalmayı tercih etmektedir” dedi.
‘Cezaevinde kalamayacağına dair rapor düzenlenmeli’
ATK’ye sevklerin keyfi şekilde yürütülmesine karşı ÖHD olarak süreci takip edeceklerini belirten Kübra Kuyun, “Tarafımızca Hazine Alçı’nın infaz erteleme başvuruları yapılacaktır. Bu başvurular sonucunda Alçı’nın doğrudan ATK’ye çıkarılması amaçlanmaktadır. Ancak çözüm yalnızca bu başvurularla sınırlı değildir; ATK’nin Hazine Alçı hakkında cezaevinde kalamayacağına dair rapor düzenlemesi gerekmektedir. Böylece Alçı’nın tahliyesinin önü açılabilecek ve uzun süredir mahrum kaldığı insan onuruna saygılı biçimde muamele görme ve sağlığa erişim hakkına kavuşabileceği bir yaşam imkânı doğabilecektir. Hapishanelerde hasta tutukluların tedavisini yürüten doktor ve hastanelerin raporları, Adli Tıp Kurumu tarafından onaylanmadıkça geçerli olmamaktadır.
Adli Tıp Kurumu, yapısı gereği tarafsız ve bağımsız karar vermeye elverişli değildir ve bürokratik işleyiş nedeniyle hasta tutukluların tedavi ve doktora erişimleri aylarca ertelenmekte, zaman kaybına sebep olmaktadır. Bu nedenle Türkiye cezaevlerinin insani koşullara kavuşturulması, hasta tutukluların sağlığa erişim hakkı önündeki engellerin kaldırılması ve ağır hasta tutukluların infaz erteleme başvurularının kabul edilerek tahliyelerinin sağlanması gerekmektedir. Adli Tıp Kurumu’nun tek otorite olma uygulamasına son verilmeli, bilimsel ve bağımsız kurulların görüşleri mahpuslar hakkında verilecek kararlarda esas alınmalıdır” ifadelerini kullandı.