DEM Parti İzmir'de ekolojistlerle bir araya geldi
- 20:37 10 Temmuz 2025
- Güncel
İZMİR - Ekolojik bir toplumun oluşturulması başlığının konuşulduğu Barış ve Demokratik Toplum Buluşmalarında devam eden süreçte sermayeye değil ekolojik bir toplumun inşasına alan açılması gerektiği vurgulandı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) "Barış ve demokratik toplum buluşmaları" devam ediyor. Buluşmalar kapsamında İzmir’de Türkan Saylan Kültür Merkezi'nde ekolojistlerle bir araya geldi. Buluşmada DEM Parti Ekoloji Meclisi Eşsözcüsü Melis Tantan ve DEM Parti İzmir Ekoloji Eşsözcüsü Mukadder Vatansever konuşmacı olarak yer alırken DEM Parti İzmir Ekoloji Eşsözcüsü Gürkan Develi ise buluşmanın moderatörlüğü gerçekleştirdi.
‘Ekolojik bir toplumun nasıl kavuşturacağımızı konuşmamız gerek’
Etkinlik müzik dinletisiyle başladı. İlk olarak Melis Tantan söz aldı. Melis Tantan, İzmir’de yaşanan yangınlara dikkat çekerek başladığı konuşmasında önlem alınmayan yangınlar karşısında teyakkuzda kalınması ve yanan ormanların ağaçlandırılmaması gerektiğinin kamuoyuna anlatılmasının altını çizdi. Barış ve demokratik toplum inşasını içeren yeni bir sürecinde olunduğunu dile getiren Melis Tantan, “27 Şubatta gerçekleştirilen çağrının ve PKK’nin feshinin ardından Süleymaniye’de sembolik olarak silahlar yakılacak. Yıllarca barış mücadelesi verildi. Yapılan çağrılarda demokratik toplum vurgusu öne çıkıyor. Silahların susması ardından ne olacak sorusunu ortaya koyuyor. Bu çağrı sadece Kürtlere değil aynı zamanda tüm insanlık için bir barış çağrısı. Böyle ele alınca Türkiye ve Kürdistan açısından önemli bir tartışma zemini açılıyor. Öncelikle demokrasi vurgusunu öne çıkarmak gerekir. Özel savaş politikalarının Türkiye için ayrıştıran dilinin yerine halkların kardeşliği söyleminin zeminine getiriyor. Bu süreç eşit adil bir toplumun oluşması için bir fırsat. Şimdiye kadar bu noktaya gelinememişti. Bu süreci kazanıma nasıl getireceğimizi, ekolojik bir topluma nasıl kavuşturacağımızı konuşmamız gerek” dedi.
‘Kürdistan’da yapılanlar batıya taşınıyor’
Yıllarca Kürdistan’ın laboratuvar olarak kullanıldığını söyleyegeldiklerini belirten Melis Tantan, 1990’lı yıllarda Kürt halkının göçe zorlamasının, orman yakmaların benzerinin bugün Akbelen’de de yaşandığını dile getirdi. Melis Tantan, “Tüm bu maden ve enerji projeleriyle, çıkarılmak istenen yasa ile bu yapılmak isteniyor. 90’lar köyler insansızlaştırma ile beraber insanların doğasını yok ediyordu. Amaç Kürtlerin doğasını yakmaktı ama şimdi ekonomik değeri olduğunu anladılar. Artık kökünden yok ediyorlar. Bunu burada da yapacaklar tüm coğrafyayı yaşanabilir olmaktan çıkaracaklar. Bunun pratiklerini yavaş yavaş batıda görüyoruz1" diye belirtti.
‘Barış süreci sermayeye değil ekolojik topluma alan sağlamalı’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın son çağrısını doğru anlamak gerektiğini, sonu ne olursa olsun bu yaşananların demokrasi üretenler açısından alan yarattığını ifade eden Melis Tantan, her yerde herkesle Kürt sorununu konuşma, ekolojik kırımı anlatma zeminin oluştuğunu ifade etti. TBMM’de bir komisyon kurma ısrarının yerine getirilmekte olduğunu ifade eden Melis Tantan, “Özellikle muhalefet partilerin de katılmasını istemiştik. Bir samimiyet sorunu vardı, bu durum samimiyet göstergesi olarak okundu. Bu da bizim çabamızla oluştu. Barış süreçleri elbette ki avantajlıdır. Savaş zaten en büyük ekokırımdır. Ama sermaye her yere her dönemde saldırıyor. Barış süreçlerinde sermayeye yatırım yapabildiği alanlar doğuyor. Kürdistan ve Türkiye açısından da sermaye bir çok proje ile talana devam ederken, süreci sermayenin kendine olumlu yatırım sürecine dönüştürmemesi için ekoloji mücadelesini bugünden yükseltmek lazım. Demokratik toplum çağrısı bu anlamda önemli, bu süreci ekolojik bir sürece çekebiliriz” ifadelerini kullandı.
‘Ekolojik tarımın nüveleri atılabilir’
Komisyonun tarım ve hayvan özgürlüğü için de mücadele verdiğini, topraklara yayılan endüstriyel tarımın değil kendi kendine yeten yerel üretim faaliyetlerinin sağlanması gerektiğini kaydeden Melis Tantan, “Çiftçi üretim yapamamaktan ekonomik sıkıntılardan bahsediyor. Demokratik toplum tartışması tarımsal küçük üreticinin desteklenmesi daha ekolojik girdilerin sağlanması sürdürülebilir bir tarımla gerçekleştirilebilir. Süreci ekolojik tarımın nüvelerini başlatabileceğimiz bir zemin olarak da görmek gerekiyor. Hayvan özgürlüğü de öyle. Katliam yasası meclisten geçirildi. Hayvanlara dönük bu tutum tüm topluma yönelik soykırımın bir pratiğidir. En savunmasız olan kendini koruyamayan sokak hayvanlarına dönük saldırının yasalaştığı bu kırım politikası toplumsal alana yönelecek. Buna karşı birlikte mücadele edilmesi gerekiyor. Mesela belediyelerin yasayı uygulamaması mahallelerde yurttaşların hayvanlara sahip çıkması gibi” örneğini verdi.
‘Demokratik bir toplum için bugünden eylemek gerekiyor’
Yaban hayvanları ve onların yaşam alanlarının yok edilmesiyle insanın da kendi yaşamını yok ettiğini dile getiren Melis Tantan, demokratik toplumun kendi yaşantısını doğa ile kuran bir toplum olduğunu belirtti. Yabanı işgal etmeyen, doğa ile barışık, doğayı tüketim nesnesine dönüştürmeden bir toplumsal yaşamın mümkün olduğunu da ifade eden Melis Tantan, “Sonuç olarak bu dönem bir şans. Bir yanıyla AKP’nin 20 yılda yarattığı bir tahribat var ve bu toplumsal dönüşümü beraberinde getirdi. Toplum demokrasiyi içselleştirmiş değil. Doğa nedir, ekolojik toplum nedir tartışılmalı. Bugünden yarına kendi içinde komün diye tarif ediliyor. Bir şekilde küçük nüveler yaratarak, dayanışmayı büyüterek doğaya anlam olarak dönerek bu dönüşümü sağlamak gerekiyor. Bugün eylemek gerekiyor, bu yarını kurmak için de bir mecburiyet” diye konuştu
Konuşmanın ardından katılımcılara söz verildi.