Dayanışma ile tahliye edildi: Karar beraat olmalıydı
- 09:07 11 Aralık 2025
- Güncel
İSTANBUL - Öz savunma davasında tahliye edilen Serap Avcı’nın kardeşi Alev Evsen, kardeşinin özsavunma uygulamasaydı hayatta olmayacağını belirtirken avukatı Gülyeter Aktepe ise karara sevinseler de “Ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin karar yerine beraat verilmeliydi” dedi.
Evli olduğu Yasin Avcı tarafından 18 Nisan 2024’te şiddete uğrayan Serap Avcı özsavunma uygulayarak Yasin Avcı’yı öldürdü. 20 ay tutuklu kalan Serap Avcı için “meşru savunma sınırı aşılmadığı” belirtilerek ceza verilmesine yer olmadığı kararı alındı. Dava için İstanbul’da Serap için Feministler Kampanya Grubu kurulmuş ve kadınlar bütün duruşmaları takip etmişti.
Dava avukatlarından Gülyeter Aktepe, müvekkilinin tahliyesine sevinseler de aslında beraat kararı verilmesi gerektiğini belirtirken Kampanya grubundan kadınlar ise şiddet döngüsünü kırmanın zorluklarından bahsetti.
‘Özsavunma uygulamasaydı onun hakkını arıyor olacaktık’
Dava sürecinde Yasin Avcı’nın ailesinden çok tehdit aldıklarını belirten Serap Avcı’nın kardeşi Alev Evsen, “Biz tahliye edilmesini bekliyorduk, çünkü suçsuzdu, o öldürmeseydi kendisi hayatını kaybedecekti ve şimdi onun hakkını arıyor olacaktık. 20 aydır bir kez bile çocuğunu göremedi. Umarım yakında görecek. Ablam kadınlara mektupla ulaştı. İlk andan beri yanlarında oldular. Sonunda karşılığını buldu. Umarım bütün kadınlar bu sonucu alır” şeklinde ifade etti.
‘Ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin karar yerine beraat verilmeliydi’
Mahkemenin kararının yerinde olduğunu ve müvekkilinin tahliye edilmesine sevindiklerini ifade eden Avukat Gülyeter Aktepe, Serap Avcı’nın ilk ifadesinde olayın şoku ve uğradığı şiddet nedeniyle konuşamadığını belirterek, meşru savunma eylemi gerçekleştirdiğini dile getirdi. Gülyeter Aktepe, “Serap'ın tabii ki tutuksuz yargılanması gerekirdi. Bugün burada meşru savunmada sınırın aşılmaması nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin ve aynı zamanda da tahliyeye ilişkin bir karar kuruldu. Elbette Serap'ın 20 aylık tutukluluk sürecinin sonunda tahliye edilmesi bizi çok mutlu ediyor. Ama biz ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin karar yerine meşru savunmadan beraat kararı verilmeliydi. Çünkü bu açıkça kendisine yönelen bir saldırıyı defetmek için Serap'ın harekete geçtiği bir eylem” şeklinde belirtti.
‘Tüm dava süreçlerinde destek olunacak’
Sistematik erkek şiddet sarmalı içerisindeki kadınların bu şiddetten kurtulabilmek için her yolu denediğini söyleyen Gülyeter Aksoy, “Serap da kendisini ve çocuğunu koruyabilmek için meşru savunma fiilini gerçekleştirdi. O nedenle onunla dayanışıyoruz, dayanışmaya da devam edeceğiz. Karara ilişkin bir istinaf başvurusu olursa buna ilişkin başvurularımız olacak” dedi.
‘Gerçek adalet için kadın kazanımlarının kağıt üzerinde kalmaması gerekiyor’
Kadınların kazanılmış haklarına yönelik saldırıların yargı mekanizmalarında ciddi etkileri olduğunu dile getiren Gülyeter Aksoy, “Bizce sadece İstanbul Sözleşmesi değil, kâğıt üstünde kalan ve zaten uygulamaya geçmeyen bir sürü kadın kazanımı için aynı şeyi söyleyebiliriz. Dolayısıyla kadın kazanımlarının kâğıt üstünde kalmaması, uygulamadaki yasal hakların yerine getirilmesi, kadınların kazanımlarına yönelik gerçekten gasp anlamına gelen fiillerin ve saldırıların sona erdirilmesi gerekiyor ki yargılama süreçlerinde cinsiyetçi yargılama mekanizmasından uzak erkek adaletin değil gerçek adaletin tesis edildiği günlere geçebilelim” sözlerini kullandı.
‘Kadınlar özgür kalana kadar mücadeleye devam edilecek’
Hayatına sahip çıkan kadınlarla ilgili feministlerin birçok kampanya düzenlediğini “Serap için Feministler Kampanya Grubu’nun” da bu nedenle bir araya geldiğini kaydeden Gülyeter Aksoy, “Hayatına sahip çıkan erkek şiddetine maruz kaldığı, ölmemek için, öldürmek zorunda kalan tüm kadınlar özgürlüğüne kavuşana kadar mücadelemize devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
‘Şiddeti sineye çekmek hayatın olağan akışı haline gelmiş’
Mahkemenin kararını beklemek istediklerini ancak umut etmeye cesaret edemedikleri bir sonuç olduğunu söyleyen feminist aktivist Feride Eralp da, buruk bir sevinç yaşadıklarını belirtti. Feride Eralp, “Bir kadın öldürülmemek için cinayet işlemek zorunda kaldı. 7 yıl boyunca şiddet sarmalından ancak öldürerek çıkabildi. 20 aydır tutuklu ve çocuğundan uzak. Ama 7 yıldır yaşadığı şiddeti, öldürülmemek için öldürmek zorunda kaldığı, bir balkondan atılmaya çalışıldığı gece yaşadıklarını geri alamayız. Avukatların ve Serap’ı savunmalarında kadınlar olarak kendi yaşadıklarımızı bir kez daha duyduk. Savcının Serap’ın polise şikayet etmeyişini nasıl hayatın olağan akışına aykırı dediği şeyin aslında ne kadar kadınlar için hayatın olağan akışı olduğunu duyduk, nasıl da savcının aksine hayatın olağan akışı olan şeyin şiddeti sineye çekmek zorunda olmak olduğunu duyduk. Bunun nasıl üzerinden atlayan olduğunu duyduk. Serap yıllarının acısını anlattı. Dönüp yardım isteyecek kimsesi olmayışının yükünü anlattı. Bu yükü biz çok iyi biliyoruz. Sayısız kadının, yer yer kendimizin de içinden çıkamadığı şiddet döngülerini biliyoruz. O yüzden de bugün bu hüzünlü ve acı dolu ama bir zafer. Feminist mücadelenin, Serap’ın hayatta kalma mücadelesinin zaferi ve kadın dayanışmasının zaferi. Kadın dayanışması yaşatır yaşatmaya devam edecek” diye konuştu.
‘Çocuğunun velayetini almak içim mücadele verecek’
Serap Avcı’nın çocuğunun Yasin Avcı’nın ailesinin yanında kaldığını ifade eden Feride Eralp, “Duruşmalar boyunca dinlediğimize göre annesine karşı doldurulduğunu duyduk. Bir velayet davası var. Serap kolay bir hayata çıkmayacak. Yine hayata karşı mücadele verecek. Çocuğunun velayetini almak için, erkek egemen bir baskıdan uzak bir yaşam vermek için yine mücadele vermek zorunda kalacak. Bütün kadınlar gibi. Bu mücadele bitmez ama biz de kadınlar olarak mücadelesine güç vermeye devam edeceğiz” diye kaydetti.
‘Dava özsavunma uygulamak zorunda kalan tüm kadınların davası’
Serap Avcı’nın davasının sadece onunla ilgili değil, hayatını savunmak zorunda kalan tüm kadınlar ile ilgili olduğunu dile getiren feminist aktivist Rojda Aksoy ise bu nedenle her duruşmaya geldiklerini söyledi. Rojda Aksoy şöyle dedi: “Bundan bir önceki duruşmada savcı mütalaasını verdiğinde bizim duruşma boyunca verdiğimiz raporlar, ortaya koyduğumuz argümanların hiçbirinin ciddiye alınmadığını ve mütalaada olmadığını gördük. Bu bizi şoke etti ve yine de buraya geldik ve tahliye olması için elimizden geleni yaptık. Olması gereken oldu. Ama uzun zamandır erkek adalete öyle maruz kalmışız ki verilmesi gereken karar çıktığı için şaşkınız.”







