
Öğrenciler 4 temel sorunu anlattı: Şartlar iyileştirilsin!
- 09:03 24 Mayıs 2025
- Yaşam
Gülistan Gülmüş
DÊRSIM- Gelecek kaygısı, taciz, ulaşım ve ekonomik kriz sıkıntıları ile mücadele eden öğrenciler, şartların iyileştirilmesini, sağlıklı ve güvende bir eğitim almak istediklerini vurguladı.
Öğrenciler bir yandan gelecek kaygısıyla boğuşurken, diğer yandan ekonomik krizin baskısı altında eziliyor. Özellikle kadın öğrenciler için bu süreç daha da zorlayıcı; zira onlar yalnızca maddi değil, aynı zamanda psikolojik ve fiziksel güvenlik sorunlarıyla da baş başa. Dersim, taciz vakalarının sıkça yaşandığı bir kent olarak öne çıkarken, burada eğitim gören öğrenciler birçok sorunla başa çıkmaya çalışıyor.
Munzur Üniversitesi’nin fiziki yetersizliklerinden dolayı Xozat’ta eğitime devam eden öğrenciler, JINNEWS’e ulaşarak yaşadıkları sıkıntıları anlattı.
‘Bir gelecek görmüyorum’
D.A. eğitim sisteminin iyi olmamasından ve mevcut koşullardan kaynaklı gelecek kaygısı taşıdığını belirterek, “Eğitim açısından geleceğe dair birçok kaygımız var. Özellikle şundan bahsetmek istiyorum. Burada ne kendim için ne de okuyan diğer arkadaşlarım için bir gelecek görmüyorum. Varsa bile az vizyon, az kapasiteli ve az kalite ile eğitim alıyoruz. Tüm arkadaşlarımın da aynı düşüncede olduğunu düşünüyorum. Biz bulunduğumuz bir ilin ilçesinde üniversite okuyoruz. Diğer öğrencilerden farkımız, gidiş gelişlerimiz farklı oluyor, kendimiz karşılıyoruz. Merkezde bulunan öğrencilerle aynı eğitimi alıyoruz ama bizim orada bulunan öğrencilerle aramızda birçok fark var. Biz oradaki herhangi bir etkinlik ve aktivite benzeri bir şeyi göremiyoruz. Bizim bir okul binamız bile yok. Sadece dışarıda, ‘Meslek Yüksek Okulu’ tabelası atılmış. Merkezde yapılan bir etkinlik burada yapılmıyor, çünkü orayı üniversite olarak görmüyorlar. Bizi küçümsüyorlar, puanlarımızı küçümsüyorlar. Bizler de kampüste olmak istiyoruz. Hakkımızı aradığımızda haksız duruma düşüyoruz, verilen sözlerin hiçbiri tutulmuyor” ifadelerine yer verdi.
‘Her taşın altından siyaset çıkıyor’
Aldıkları eğitim ile bir gelecek göremediklerine dikkat çeken D.A., “Ben Sosyal Hizmetler okuyorum ama ileride herhangi birine fayda sağlayabileceğimi düşünmüyorum. Bir kariyer planımız yok. Bu durum hem ekonomiden kaynaklanıyor, hem siyasetten. Zaten her taşın altından siyaset çıkıyor. Eğitim sistemine siyasetin dahil olmasından kaynaklı bir eğitim sistemi kalmadı. Diğer illerde daha verimli bir eğitim verildiğini düşünüyorum ama bizim başımızda duran kişinin bizimle ilgilenmemesi, aşağılama durumu var” diye konuştu.
‘Kendimizi güvende hissetmiyoruz’
B.A. ise taciz vakalarında dair aktarımlarda bulundu. B.A. güvende de hissetmediğini söyledi. B.A. Hala bulunamayan Gülistan Doku’ya da hatırlatmalarda bulunarak, “Bulunduğumuzun ilin ilçesinde eğitim görmekteyiz. Kendi şahsıma bir taciz olayı yaşamadım ama kendi arkadaşlarımın yaşadığına şahit oluyorum. Mesela bir öğle yemeği yemeye gideceğiz, ya da ilçenin çağrısına doğru yürüyeceğiz, kötü bakışlara maruz kalıyoruz. Hocalarımıza da rahatsız olduğumuzu dile getiriyoruz ancak onlar da bize, ‘Yapacak bir şey yok, siz de takmayın, konuşmayın’ diyorlar. Bu açıdan zorlanıyoruz. Kürtlerin bulunduğu kentlerden gelen öğrencilere farklı yaklaşılıyor. Gülistan Doku burada bir üniversite öğrencisiydi. 5-6 yıldır hala bulunamadı. Bu yüzden bizler de dışarıya çıkmaya korkuyoruz. Yurdun yanında su kenarına, ‘Acaba polis var mı, asker var mı, bir şey olur mu’ korkusuyla inemiyoruz. Gitsek de tek başımıza gidemiyoruz, 3 kişi beraber gidiyoruz. Arkadaşlarım çok tehdide maruz kaldı. Bu konuda rahat olmak istiyoruz, başka beklentimiz yok” dedi.
‘Çoğu kişi bu ücreti karşılayamadığı için okulu bıraktı’
E.A. ise son zamanlarda ulaşım konusunda sıkıntı yaşadıklarını, bu konuda bazı arkadaşlarının okulu bıraktığını söyledi. E.A., “Ben buraya 17 yaşında geldim. Şu anda da kendi çabalarımızla üniversiteye gidip geliyoruz. Oluşan ulaşım sorunu için hakkımızı aramaya çalıştık, rektörle görüştük ancak bir sonuç alamadık. En son mecburen ya okulu bırakacaktık ya da ilçedeki okula gitmeye devam edecektik. Öğrenciler arasında herkesin 3.750 TL verecek şekilde servis tuttuk. Bu servisle haftada 3, ayda 12 gün gidiyoruz. Dolayısıyla bu bize çok büyük bir miktar olarak geliyor. Çoğumuzun maddi geliri yok. Çoğu kişi bu ücreti karşılayamadığı için okulu bıraktı. Ben de okulu bırakma durumuna geldim çünkü köyde yaşıyorum ve evin geçimini sadece biri sağlıyor. Ne olursa olsun eğitimim söz konusu diyerek okula geldim. Belki halledebilirim, dedim” şeklinde konuştu.
‘Kimse bize yardımcı olmadı’
Dersim Merkez ve Xozat arası mesafedeki yolun virajlı ve tehlikeli olduğunu kaydeden E.A., şunları ifade etti: “Servisi tuttuk, ilk başlarda anlaştık. Servisçi bizi arayıp duruyordu, rahatsız ediyordu. Hatta numaramızı başkalarıyla paylaştığını da gördük. O da bizi arayıp rahatsız ediyordu. Bu konuda da çok zorluk çektik. Servisçi daha sonrasında verdiğimiz miktarı az bulup bizi arayarak ‘Arttırın’ diyordu. Bizim gittiğimiz yol virajlı. Gidiş gelişimiz de iki saat sürüyor. Çoğu kez yolda kalıyorduk, yollar kapanıyordu. Sürekli can güvenliğimiz tehlikedeydi. Kimse bunu göz önünde bulundurarak bize yardımcı olmadı. Eğer okulumuzu merkeze taşıyabilirlerse çok iyi olur. Zaten 2 hafta kaldı. Merkeze getirilirsek en azından sınavlarımıza gireriz. Hepimiz psikolojik olarak çökmüş durumdayız. Bize en azından 2 hafta idare edecek bir servis ayarlarlarsa çok iyi olur.”
‘Her anlamda şartlar iyileştirilsin’
Z.T. isimli öğrenci ise ekonomik krizin kendilerine yansımalarına dikkat çekti. Ekonomik krizin kendilerini diğer öğrencilere oranla daha çok etkilediğine işaret eden Z.T., “Benim de buradaki ilk senem. Bazı sorunlardan dolayı buradan sesimizi duyurmak istiyoruz. Ne hayallerle üniversiteye geliyoruz. Ancak umduğumuz ile bulduğumuz bir olmadı. Okulumuz, bulunduğumuz yere 2 saat mesafe uzaklıkta. Orada hem ulaşım hem de yerleşim sorunu yaşıyoruz. Geçen gün oda arkadaşlarım bana, ‘Biz günlük 10 TL yol ücreti veriyoruz, sizin aylık 3.700 TL vermeniz ne kadar doğru?’ dedi. Resmiyette otel diye geçen kaldığımız yer de kapatıldı. Ben üniversiteye gelmeden önce de ayaklarımın üzerinde duracağımı aileme söylemiştim. Ben üniversiteye gelmeden önce hem çalışıp hem okumayı planlıyordum, ama bu şartlar altında değil. Bursum yok ama eğer bursum olsaydı da yine çalışacaktım, çünkü verilen burs da çok düşük. Biz de buradaki arkadaşlarımız gibi öğrencilik hayatımıza devam etmek istiyoruz. Her anlamda şartlar iyileştirilsin” dedi.