'PKK silah yaktıysa sorumluluk devletin omuzlarında'
- 20:27 16 Temmuz 2025
- Güncel
İZMİR - DEM Parti İL Örgütü, Barış ve Demokratik Toplum Grubu'nun düzenlediği silah yakma törenine katılan Barış Annesi Peyruze Kurt, "PKK bütün dünya huzurunda silahları yaktıysa artık sorumluluk Türk toplumunun ve devletin omuzlarındadır" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir İl Örgütü, Barış ve Demokratik Toplum Grubu'nun düzenlediği silah yakma törenine katılan Barış Annesi Peyruze Kurt ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Onursal Başkanı Akın Birdal’la parti binasında partililerle söyleşi düzenledi.
‘Türk devleti zaman kaybetmeden barışın elini tutmalı’
İlk olarak söz alan Barış Annesi Peyruze Kurt, Kürt halkının çok kez barış istediğini dile getirerek bu barış çabalarının 40 yıl önce karşılık görmesi gerektiğini ifade etti. Dünyanın farklı yerlerinden basın mensupları, siyasilerin ve insan hakları savunucularının alanda bulunduğunu ifade eden Peyruze Kurt, “Kendi renkleri ve ağırlıklarıyla tüm dünyanın huzurunda konuşmaya başladılar. Biz de onların huzuruna çıktık. Kendi güçlü iradeleriyle silahlarını yaktılar. Çok ağladık, ama mutluyduk. Yıllarca ayrımcılık yapıldı. Bizim de Türklerin de bu topraklarda hakkı var. PKK, bütün dünya huzurunda silahları yaktıysa artık sorumluluk Türk toplumunun ve devletin omuzlarındadır. Kürt halkı herkesin önünde barış istediğimizi defalarca söyledi, özellikle biz Barış Anneleri söyledik. Umudumuz tüm Kürt ve Türk halkları için. Artık zaman kaybetmeden Türk devleti barışın elini tutmalıdır. Umut hakkı tanınmalıdır. Başkan Abdullah Öcalan sadece Kürt halkı için değil tüm dünya halkları için barış istiyor. Cezaevindeki siyasi tutsaklarımızın artık çıkarılmasını istiyoruz. Barışa dair umudumuz devam etmektedir” dedi.
‘Direniş olmasaydı muhatap alınmazlardı’
Ardından Akın Birdal söz aldı. Barış ve Demokratik Toplum Grubu'nun açıklamasının onların neden dağda olduklarının açıklaması olduğunu dile getirdi. Bunun bir halkın varlığının reddedilmesinden kaynaklandığını ifade eden Akın Birdal, “Metin sosyalist enternasyonale ve sosyalist dayanışmaya vurgu yapıyor. Envanterlerin insan hakları derneklerine verilmesi sağlandı. Ateşin tarihsel mitolojik bir önemi var. Demirci Kawa’dan geliyor. Ateş özgürlüğün, yeniden doğuşun, yeniden dirilişin sembolü. Newroz 40 yıl yasaklandı, dağlardan sokaklara taşındı ve söndürülmedi. Bu ateş artık umudun direnişin sesi, zulmün ve sömürünün sonu ve aydınlığın başlangıcıdır. Eğer bugün oraya gelmişlerse Kürt 47 yıllık mücadelenin sonucudur. Yoksa kimse sizi o masada muhatap almaz” ifadelerini kullandı.
‘Onurlu barış devletin barışı içselleştirmesiyle olur’
Savaşı 40 yıldır savaşın rantını yiyenlerin savunduğunu, silahın yakılmasının teslimiyet olmadığını, Kürtlerin diplomasi, siyaset ve fiziken gücünün devam ettiğini ifade eden Akın Birdal metinde direnişin öznesinin kadınlar oluşunun yansıdığını ifade etti. Akın Birdal “Metin emek hareketi, sol ve sosyalist güçten vurdu yapıyor. Sadede Türkiye değil Orta Doğuda dönüşümün çağrısı, emin olun uluslararası halkların dönüşümünün de çağrısı. 10 aydır devam eden süren süreçte birçok şey yapılabilecekken yapılmadı tek yanlı yapıldı. Örgüt feshedildi. Ama Amed’li bir aileye polislerin yaptığı darpla 7 aylık hamile kadın çocuğunu kaybetti. Kürtçe müzik dinlemekten ötürü barışmak isteyen bir halka şiddet uygulandı. Oysa diliyle kültürüyle tarihiyle barışacaksın doğasıyla tarihsel kültürüyle barışması lazım. Bunu içselleştirmezsen barış kalıcı da olmaz onuru da olmaz” şeklinde belirtti.
Söyleşi partililerin katılımlarıyla devam etti.