
Kızıl Parti’den sürece destek açıklaması
- 16:01 17 Ağustos 2025
- Güncel
AMED - Kürt sorunun çözümü için yürütülen sürece destek açıklamasında bulunan Kızıl Parti’nin Eşsözcüsü Candan Polat, barış mücadelesinin toplumsal alanda güçlendirilmesini devrimci bir görev ve sorumluluk olarak gördüklerini söyledi.
Kızıl Parti, Kürt sorunun çözümü bağlamında yürütülen sürece dair Çand Amed Kongre Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Çok sayıda siyasi parti ile sivil toplum örgütü temsilcisinin katıldığı açıklamada, Kürtçe ve Türkçe yazılı “Barışı, eşit yurttaşlığı ve sosyalizmi birlikte kazanacağız” pankartı asıldı.
Açıklamayı yapan Kızıl Parti Eşsözcüsü Candan Polat, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’taki çağrısının ardından başlayan sürecin öneminin farkında olduklarını söyledi. Barış mücadelesinin toplumsal alanda güçlendirilmesini devrimci bir görev ve sorumluluk olarak gördüklerini söyleyen Candan Polat, Kürt halkının ve siyasal örgütlenmelerinin, eşitlik ve özgürlük haklarını kazanmak, dayatılan ayrımcılığı ortadan kaldırmak için ağır bedeller pahasına büyük bir mücadele yürüttüğünü dile getirdi. Türkiye devrimci sosyalist hareketinin, Kürt halkının ulusal, kültürel ve siyasal taleplerinin mücadelecisi olduğunu ifade eden Candan Polat, “Kızıl Parti, Türkiye sosyalist hareketinin tarihsel önderlerinden miras kalan Kürt ve Türk halklarının ortak sosyalizm mücadelesinin bugün de kararlı bir sürdürücüsüdür” dedi.
Komisyon vurgusu
Meclis’te süreçle ilgili kurulan komisyona değinen Candan Polat, komisyonun ilerici devrimci ve emekten yana örgütlenmelerin doğrudan katkısıyla yeniden şekillendirilmesi ve çözüm sürecinin Kürt ve Türk halklarının katılımını sağlayacak biçimde toplumsal alanda ve şeffaf biçimde ilerletilmesi gerektiğinin vurguladı. Halkta iktidara karşı güvensizliğin sürdüğünü söyleyen Candan Polat, “Bu güvensizlik, yalnızca yakın tarihte yaşanan faşist uygulamaların yarattığı acı deneyimlerden değil, aynı zamanda iktidarın güncel politikalarından da beslenmektedir. Kızıl Parti, Kürt sorununun eşitlikçi biçimde çözüm arayışının aktif bir parçasıdır” diyerek, şu önerilerde bulundu:
“* Halkın sürece katılımını güçlendirmek ve şeffaflık için özgür bir tartışma ortamı yaratılmalıdır. Bu özgür tartışma koşulları, sürecin en önemli öznelerinden biri olan PKK Lideri Abdullah Öcalan için de geçerli olmalıdır.
* Türkiye’de sürece dahil olmak isteyen tüm siyasi partilerin, demokratik kitle örgütlerinin, sendikaların ve diğer öznelerin fikir ve fiili barış mücadelesini sürece katacak mekanizmalar oluşturulmalıdır.
* Günümüzde yalnızca Kürtlere değil, muhalif tüm siyasi partilere yöneltilen; seçme-seçilme ve temsil hakkını ortadan kaldıran kayyIm uygulamalarına derhal son verilmelidir. Hukuksuz biçimde görevinden alınan belediye başkanları görevlerine iade edilmeli, tutuklu olanlar serbest bırakılmalıdır.
*Başta hasta tutsaklar ve tahliye edilmesi gerektiği halde uydurma gerekçelerle cezaevinde tutulan siyasi tutsaklar olmak üzere; Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Gezi tutsakları dahil tüm siyasi tutsaklar serbest bırakılmalı, çözüm sürecine toplumun geniş kesimlerinin katılımı sağlanmalıdır.
* Kürtçenin, Kürt sorununun çözümündeki tarihsel ve güncel değeri dikkate alınmalı; Kürt dilinin hayatın tüm alanlarında kullanımının önündeki engeller kaldırılmalıdır.
* Barışa dair yapılacak her türlü çalışmada kadınların eşit temsili güvence altına alınmalı, sürece katılımlarının önündeki engeller kaldırılmalıdır. Kadınlar, barışın toplumsallaşmasını sağlayacak en örgütlü ve en etkili kesimdir.”