'Demokratik toplum için hak ve özgürlüklerin korunması vazgeçilmez'

  • 12:20 10 Aralık 2025
  • Siyaset
ANKARA - TJA, DBP ve DEM Parti tarafından İnsan Hakları Haftası dolayısı ile yapılan açıklamalarda Barış ve Demokratik Toplum Sürecine vurgu yapılarak hak ve özgürlüklerin korunmasının vazgeçilmez olduğu belirtildi. 
 
Tevgera Jinên Azad (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu İnsan Hakları Haftası dolayısı ile açıklama yaptı. 
 
TJA: Demokratik toplumun vazgeçilmezi
 
TJA tarafından dijital medyadan yapılan açıklamada, “10 Aralık İnsan Hakları Haftası, toplumların barış, adalet ve eşitlik temelinde güçlenmesi gerektiğini bizlere bir kez daha hatırlatmaktadır. Kadın hareketi olarak, hak ve özgürlüklerin korunmasının demokratik bir toplumun vazgeçilmez koşulu olduğunun altını çiziyoruz” denildi.
 
DBP: Tüm insanlar özgür yaşam hakkına sahip
 
DBP tarafından yapılan yazılan açıklamada, tüm insanların, ayrım gözetilmeksizin özgür ve onurlu bir yaşam sürme hakkına sahip olduğu belirtildi.  Türkiye’nin kuruluşundan bu yana yok sayılan Kürt halkının yarım yüzyıl boyunca verdiği varlık mücadelesinin aynı zamanda bir hak ve hukuk mücadelesi olduğu belirtilen açıklamada şunlara yer verildi: “Varlığı inkâr edilen Kürt halkı, tanınmak ve insanca bir yaşam sürmek için statü talep ederken, yaşam hakkından barınma hakkına kadar geniş bir yelpazede en ağır hak ihlallerine maruz kaldı. Kürt varlık mücadelesi yarım yüzyıllık direnişte insanı insan yapan temel hakları, demokrasi, özgürlük, eşitlik gibi talepleri Türkiye’nin siyasi gündeminde konuşturdu. Temel insan haklarına bile layık görülmeyen Kürt halkı, hak ve özgürlük mücadelesinden geri adım atmadı. Ölüm siyasetine karşı barış siyasetini hep canlı tutan Kürt Halkı temelde büyük bir insan hakları mücadelesi verdi.
 
Bu mücadelenin kapı araladığı Barış ve Demokratik Toplum Süreci, insanca bir yaşamın tüm ülkede hüküm sürdüğü, insanın insan olmaktan kaynaklı sahip olduğu hakları özgürce kullanabildiği bir ülke hedeflemektedir. Evrensel hukukun esas alındığı bu süreç hem bireysel insan haklarının hem ülkedeki tüm farklılıkların hak ve hukukunun Anayasal düzeyde güvence altına alınmasını amaçlamaktadır. Bu yüzden DBP olarak sürecin başarısını insan hakları mücadelesinin yani eşitlik ve özgürlük mücadelesinin yükseltilmesinde görüyor ve bunun mücadelesini veriyoruz.”
 
DEM Parti: Barış umudu doğmuştur
 
DEM Parti, dünyada ve Türkiye’de artan hak temelli olmayan otoriter uygulamaların derin bir belirsizlik rejimi yarattığı belirterek “Bu durum, dünyadaki ve bölgemizdeki siyasal ortamın çalkantılı ve öngörülemez olmasıyla da yakından ilişkilidir. İnsan Hakları Günü bu yıl Türkiye için ayrı bir anlam taşımaktadır. Coğrafyamızdaki bu belirsizlik ve güvensizlik ortamında, kanayan yaramız Kürt sorununun barışçıl çözümü üzerine Barış ve Demokratik Toplum Çağrısıyla başlayan süreçle birlikte silahlı çatışma ortamı durmuş; ülkemizde ve coğrafyamızda önemli bir barış umudu doğmuştur” dedi.
 
‘Abdullah Öcalan yeni bir umut yaratmıştır’
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat çağrısının sunduğu yepyeni çatışma çözümüyle, Ortadoğu’da derinleşen uluslararası krizin aksine yeni bir yol açtığının belirtildiği açıklamada, “Çağrı değerli bir barış ve demokrasi umudu yaratmıştır. O nedenle bu yıl 10 Aralık, insan hakları ile beraber barış ve demokrasi kavramlarının daha fazla konuşulması ve sahiplenilmesi gereken bir gündür. İnsan Hakları Gününde elbette ki insan hakları ihlallerini vurgulayıp bu ihlallerin giderilmesi noktasında daha fazla hak temelli siyaset yapılmasını önemsiyoruz. Hapishanelerdeki mağduriyetleri ve siyasi tutsakların durumunu, araçsallaştırılmış yargının herkese ve her kesime yönelik yarattığı korku ortamını, toplantı ve gösterilere müdahaleleri, yasakçı yaklaşımı ve ihlalci uygulamaları, seçilmiş halk iradesine yönelik kayyım uygulamalarını, güvenlikçi politikaların ve siyasetin oluşturduğu adaletsiz toplumsal iklimi ve bu politikaların doğrudan sonucu olan ekonomik ve sosyal hak ihlallerini ve daha birçok olumsuzluğu sıralayabiliriz” sözlerine yer verildi. 
 
Bu haklar ancak demokratik ortamda yanaşabilir
 
Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: “Demokratik bir toplum inşası gerçekliğinde eşit yurttaşlığı esas alan, temel hak ve özgürlüklere tüm farklılıklar temelinde saygıyı önceleyen bir mücadele alanı hepimiz için hayati önemdedir. BM’nin belirlediği temaya uygun olarak, onurlu her insanın günlük gereksinimi ekmek ve su kadar hayati olanın barış, adalet, eşitlik ve özgürlük hakkı olduğunu; bu hakların ancak demokratik bir ortamda yaşanabileceğini bir kez daha vurgulamak isteriz. Türkiye’de yaşayan herkesin, tüm halkların, kadınların, farklı inanç kesimlerinin, LGBTİ+ ların, çocukların, gençlerin, engelli bireylerin, emekçilerin eşit insanlar olarak hakları olduğunu bir kez daha hatırlatırız. 
 
Kapsamlı komisyon raporunda da yer verildi
 
DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu olarak, İnsan Hakları Haftası sona ermeden partimize yönelik hak ihlallerine dair ayrıntılı bir raporu kamuoyuyla paylaşacağımızı duyuruyoruz. Ayrıca partimizin TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonuna sunduğu ve yakında açıklayacağı kapsamlı raporda, insan hakları ve demokrasi ortamının iyileştirilmesi için hazırlanan somut tespit ve çözüm önerileri yer almaktadır.
 
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinin 77. yılında, ülkemizin barış ve demokratik toplumu inşa sürecinde, toplumsal hak ve özgürlükler mücadelesinde; tüm siyasi partileri ve oluşumları, toplumsal kesimleri ve sivil toplum örgütlerini bu sürecin doğal muhatapları olarak insan haklarını savunmaya ve sürece katkı sunmaya çağırıyoruz.”