‘Barış yalnızca silahların susması değil, kalıpların değişmesidir’

  • 23:19 8 Ekim 2025
  • Siyaset
 
 
ANKARA - Hak İnisiyatifi Derneği temsilcileri, barış sürecinin yalnızca silahların susmasıyla sınırlı olamayacağını belirterek, “Barış, kalıpların değişimini ve toplumsal yüzleşmeyi gerektirir” dedi.
 
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 14’üncü toplantısında konuşan Hak İnisiyatifi Derneği temsilcileri Fatma Bostan Ünsal ve Mehmet Akif Koçer, infaz düzenlemelerinden anadilinde eğitime, yeni anayasa sürecinden Türkiye’nin Suriye politikasına kadar birçok konuda çağrıda bulundu.
 
‘Adil olmayanın görmezden gelinmesi sürecin başında güveni zedeliyor’
 
Kürt sorununun çözümü amacıyla kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 14’üncü toplantısında konuşan Hak İnisiyatifi Derneği temsilcileri Fatma Bostan Ünsal ve Mehmet Akif Koçer, hukuki ve yasal düzenlemelerin süreci ileriye taşıyacağına dikkat çekti.
 
Salonu Kürtçe selamlayarak konuşmasına başlayan Fatma Bostan Ünsal, Kürt meselesinin Türkiye’nin en yakıcı meselelerinden biri olduğunu belirterek şunları söyledi: “Kürt meselesinin çözümü için birlikte gösterdiğimiz bu irade gelecek nesillerin kardeşçe yaşayabileceği bir Türkiye için umut geliştirecek. Ancak bu umut, derin bir acının içinden konuşmaktır. Yalnızca silahların değil, kalıpların ve kalıplaşmış zihinlerin de değişimini gerektiren süreçte görüşlerimizi ifade ederken öncelikle şu hususları belirtmek isteriz: Komisyon çalışmalarında kendi dilinde konuşmak isteyen annenin konuşturulmamasını, sürecin daha başında adil olmayanın görmezden gelindiğinin göstergesi olarak gördüğümüzü bildirmek isteriz.”
 
Fatma Bostan Ünsal, “Türk, Kürt, Arap kardeşliği” gibi söylemlerin diğer halkları dışladığını ve bu yaklaşımın Çerkez, Alevi, Boşnak, Suriyeli, Ermeni gibi birçok topluluğu sürecin dışında bıraktığını ifade etti. Tüm kesimlerin sürece dahil edilmesinin barış için hayati olduğunu vurguladı.
 
‘Süreç yalnızca çatışmanın bitmesi değildir’
 
Sürecin sadece çatışmanın bitirilmesiyle sınırlı kalmaması gerektiğini belirten Fatma Bostan Ünsal, toplumun birlikte yaşayabileceği bir ortamın inşasının önemine dikkat çekti: “Haklarının ihlal edildiğini düşünen kesimlerin güvenini kazanacak adımların bir an önce atılması gerekiyor. 2013 sürecinin bozulmasının ardından yaşananlar, toplumsal tereddütleri artırdı. Bu nedenle benzer hatalara tahammülümüz kalmadı. Türkiye’nin Suriye’de barışı teşvik edecek politikaların yanında olması stratejiyi destekleyecektir; aksi durumda sürece zarar verir ve halklar arasında kalıcı güvensizlik yaratır.”
 
‘Barış, birlikte yaşama sanatıdır’
 
Fatma Bostan Ünsal, Kürt meselesinin yaşamın her alanına sirayet ettiğini belirterek şunları söyledi: “Kürt meselesi eğitime, kent yaşamına, yerel yönetimlere ve dijital alana kadar birçok yere işlemiştir. Her başarısızlık çözümün adresinin ne olmadığını gösterdi. Her bastırma girişimi hafızayı büyüttü, her inkâr direnişi besledi. Artık açıkça söylemek gerekir ki; çözümün tek adresi siyasettir. 
 
Ancak siyaset kolay değildir; müzakere, yüzleşme ve cesaret ister. Türkiye’nin geleceği farklılıkları bastırmakta değil, onlarla birlikte yaşamayı öğrenmektedir. Barış hem gerçekçilik hem hayal gücü gerektiren, bazen sinir bozucu ama tek seçenek olan birlikte yaşama sanatıdır.”
 
‘İnfaz düzenlemeleri bir an önce yapılmalıdır’
 
Cezaevlerindeki hasta tutsaklara ilişkin infaz düzenlemelerinin acilen yapılması gerektiğini vurgulayan Fatma Bostan Ünsal, “İnfaz düzenlemesindeki ayrımcılıklar nedeniyle uzun yıllardır haklarına ulaşamayan, hasta ve yaşlı tutuklulara yönelik uygulamaların kaldırılması sürece güveni artıracaktır. Barış önce ceza hücrelerinin kapısından başlamalıdır. Bu bir lütuf değil, geç kalmış bir borçtur” dedi. 
 
‘Ayrımcı düzenlemeler kaldırılmalıdır’
 
Siyasi tutsaklara yönelik ayrımcı uygulamalara dikkat çeken Fatma Bostan Ünsal, “Şiddet kullanmış hükümlüler bile denetimli serbestlikten yararlanırken, siyasi mahpuslar bundan faydalanamıyor. Bu durum toplumda adalet duygusunu zedeliyor” ifadelerini kullandı.
 
Ayrıca Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmamasının hukuksuzluk olduğunu belirten Fatma Bostan Ünsal, “Siyasi mahpuslara yönelik ayrımcılığı ortadan kaldıracak adımlar, barış sürecine olan inancı güçlendirir” diye konuştu.
 
‘Yeni Anayasa yalnızca teknik değil, bir uzlaşmadır”
 
Yeni anayasa sürecine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Fatma Bostan Ünsal, şunları dile getirdi: “Yeni Anayasa yalnızca teknik değil, bir uzlaşmadır. Çoğulculuğun tanındığı, saygı gösterildiği bir hukuktur. Tekçi vatandaşlık tanımı yerine etnik kökene referans vermeyen bir vatandaşlık ilkesi benimsenmelidir. Yerel yönetimler güçlendirilmeli, anadilinde eğitim anayasal güvence altına alınmalıdır.”
 
‘TMK kaldırılmalıdır’
 
Hak İnisiyatifi temsilcilerinden Mehmet Akif Koçer ise terörle mücadele yasasının (TMK) barış sürecini tıkadığına işaret etti: “TMK terörü şiddetle sınırlamadığı için milyonlarca insana açılmış davalar söz konusu oldu. Barışçıl taleplerin suç kapsamına alındığı bir ülkede barış değil suskunluk olur. TMK kaldırılmalı ya da şiddete ilişkin somut ölçütlerle yeniden düzenlenmelidir. Ayrıca adaleti önceleyen bir ceza hukukuna geçilmeli, silah bırakmış kişilerin topluma entegrasyonu sağlanmalıdır.”
 
‘Suriye politikası süreci zehirliyor’
 
Mehmet Akif Koçer, Türkiye’nin Suriye politikasını da eleştirerek şunları söyledi: “Suriye'deki Kürtlere yönelik düşmanlık içerideki süreci zehirlemektedir. Aynı halkı içeride tanıyıp dışarıda tehdit ilan etmek çelişkidir. Barış tutarlılık ister! Türkiye’nin Suriye politikasındaki bu yaklaşım yalnız stratejik bir hata değil, barış sürecini doğrudan zehirleyen bir çelişkidir. Kürtlerin, Arapların, Çerkezlerin ve tüm halkların kimlikleri eğitim müfredatına dahil edilmeli, resmi tarih anlayışı değişmelidir.”
 
Son olarak Mehmet Akif Koçer, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Kürtlerin, Türklerin, Arapların, Çerkezlerin ve tüm halkların eşit yurttaşlık temelinde devleti olmalıdır” diye konuştu.