Farqîn'de halk buluşması: Geçiş yasasına ihtiyaç var

  • 19:34 18 Aralık 2025
  • Güncel
AMED – Farqîn halk buluşmasında konuşan katılımcılar, barışın bir birini anlayarak sağlanabileceğini belirterek, "Eğer bir barış ikliminden bahsedilecekse zihniyet değişimi yapılmalı" dedi.
 
Demokratik Kurumlar Platformu (DEKUP) öncülüğünde “Barış ve Demokratik Toplum Buluşmaları” kapsamında Amed'in Farqîn’de (Silvan) halk buluşması düzenledi. Bir düğün salonunda gerçekleştirilen buluşmada, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın dev posteri ve Kürtçe "Farqîn’den Önder Apo’ya binlerce selam” pankartı asıldı. Yüzlerce urttaşların katıldığı toplantıya, Buluşmaya Çetin Arkaş, Tevgera Jinên Azad'lı (TJA) Ayla Akat Ata ve Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Raziye Öztürk konuşmacı olarak katıldı. Konuşmacılar salonda ayakta, alkış ve zılgıtlarla karşılandı.
 
'Geçiş yasasına ihtiyaç var'
 
Buluşma Kürt özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına saygı duruşuyla başladı. "Bijî Serok Apo", "Bê Serok jiyan nabe" sloganlarının atıldığı buluşmada konuşan Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Raziye Öztürk, süreçte artık bir geçiş yasasına ihtiyaç olduğuna vurgu yaptı. Meclis’in yasa hazırlamadaki sorumluluğunun altını çizen Raziye Öztürk, bunun yanı sıra bütün bunların sadece Meclis’le olabilecek işler olmadığını ve bir bütünen bu toplumsal krizden etkilenen toplumla birlikte olması gerektiğini söyledi.
 
'Abdullah Öcalan İmralı'da tutularak süreç sağlıklı yürütülemez'
 
“Umut hakkı”nın hem yasal hem de politik bir hak olduğunun altını çizen Raziye Öztürk, sürecin muhatabı olan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın dört duvar arasında süreci yürütmesinin beklendiğini ifade ederek, bunun hem yasal hem de politik anlamda doğru olmadığını söyledi. Raziye Öztürk, bu sürecin en önemli aktörlerinden biri olan Abdullah Öcalan’ın İmralı Adası’nda tutulmasıyla sürecin sağlıklı yürütülemeyeceğini kaydetti.
 
'Topluma büyük sorumluluk düşüyor'
 
En büyük sorumluluğun ve görevin topluma düştüğüne dile getiren Ayla Akat Ata da, “Devletin yasal anlamda adım atmasını istiyorsak biz de bunu dile getirmeliyiz, göstermeliyiz. Toplum örgütlenmesiyle bunu göstermeli” dedi. Kadınların mücadelesine ve sorumluluğuna dikkat çeken Ayla Akat Ata, Abdullah Öcalan’ın öncülüğü olmasa, kadınların bugün ki durumuna gelemeyeceğini belirtti. Kürt kadın hareketi olarak hiçbir zaman bu kadar özgürlüğe yakın olmadıklarını dile getiren Ayla Akat Ata, “Bu sürecin bozulmasını istemiyorsak doğru yolu göstermemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
 
'Halklara düşmanlığımız yoktur'
 
Çetin Arkaş ise “Kürt halkı da Türk halkı da çok acı çekti. Biz hiçbir zaman Türk halkını düşman olarak görmedik, kardeş olarak gördük. Bizim fikriyatımızda halklara karşı düşmanlık yoktur. Türkiye’de Kürtlere karşı ırkçı yaklaşımlar oldu ama Kürdistan’da Türk olduğu için, Türkçe konuştuğu için hiç kimseye ırkçılık yapıldığını görmedim. Halkların bir biriyle sorunu yok. Bizim de bu mücadeleye başlarken, mücadele Türk karşıtlığı üzerinden bir mücadelemiz olmadı. Biz Kürdü yok sayan, Kürdü inkar eden, asimilasyon politikalarıyla kendisinden utanır hale getiren, buna inkar eden Kürdü ezen, zulüm eden anlayışa karşı durduk” ifadelerini kullandı.
 
'Barış bir birini anlayarak sağlanır'
 
Barışın bir birini anlayarak sağlanabileceğini sözlerine ekleyen Arkaş, “Ben çatışmalı süreçte yaşamını yitiren asker ve polislerin mezarına çiçek koymaya varım, peki siz çatışmalı süreçte yaşamını yitiren gerillanın mezarına barış çiçeği koymaya var mısınız?” diye sordu.
 
'Zihniyet değişmeli'
 
AKP'ye yakın bazı “kalemşorların” provakatif yazılar yazdığını söyleyen Çetin Arkaş, bu kişilerin DEM Parti’nin Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için 4 Ocak’ta düzenleyeceği mitingden dolayı DEM Parti'nin “süreci zehirlemeye yönelik girişimlerde bulunduğu” iddiasında bulunduklarını belirterek, şunları kaydetti: "Biz her halukarda Önder Apo'ya özgürlük diyeceğiz. Bu halk kendisini var eden önderini hapiste bırakmaz, elbette ki özgürlüğünü isteyecek. Bunu istemek neden süreci zehirleme gibi algılansın. Bu tür yaklaşımlar sürece olan güveni zedeler. Eğer bir barış ikliminden bahsedilecekse zihniyet değişimi yapılmalı."
 
Konuşmaların ardından basına kapalı devam eden toplantı, soru-cevap ve yurttaşların değerlendirmelerinin ardından son buldu.