Dilovası İşçi Katliamı Aileleri: Kamu kurumları sorumlu

  • 16:26 26 Aralık 2025
  • Güncel
İSTANBUL -  Dilovası İşçi Katliamı Aileleri'nin, adalet talebiyle Dilovası Belediyesi önünde yaptığı açıklamada, tüm kamu kurumlarının katliamda baş sorumlu olduğu belirtilerek mücadeleye devam edileceği vurgulandı.
 
Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde bulunan Ravive Kozmetik fabrikasında çıkan yangında 3’ü çocuk 7 kişi katledilmişti. Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, tek bir kamu görevlisi hakkında suç isnadı yer almazken, olayın zarar göreni olarak Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) gösterildi. Bunun üzerine Dilovası Belediyesi ile görüşme talep eden ve görüşme talepleri kabul edilmeyen Dilovası İşçi Katliamı Aileleri, katliamda sorumluluğu olan tüm kamu görevlilerinin yargılanması talebiyle Dilovası Belediyesi önünde basın açıklaması yaptı.
 
Açıklamaya, Tevgera Jinên Azad, MATUHAYDER, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kocaeli Kadın Meclisi, DEM Parti Kocaeli il ve ilçe örgütleri, DEM Parti belediye meclis üyeleri, Geri Dönüşüm İşçileri, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği(İSİG) Meclisi, Türk Tabipler Birliği(TTB), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği( TMMOB)’nin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. "Herkes gördü kimse dokunmadı, denetimsizlik, ihmal, ölüm, katliam" yazılı pankartın açıldığı açıklamada,"Dilovası'nı unutma, unutturma", "Kaza değil bu bir cinayet", "Gün gelecek devran dönecek katiller halka hesap verecek" sloganları atıldı. Açıklamanın basın metnini dosya avukatlarından Saruhan Efe Kadayıfçı okudu.
 
Katliamda hayatını kaybeden Şengül Yılmaz'ın kardeşi Emine Bulut, açıklama öncesi söz alarak "1 saat önceden polislere haber veren belediye bizim görüşme talebimizi ciddiye almıyor. Bunun hesabını soracağız" dedi.
 
 'Tüm kamu kurumları katliamda baş sorumlu'
 
SGK, Çalışma Bakanlığı, Dilovası Belediyesi, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, İŞKUR, Sağlık Bakanlığı'nın Ravive Kozmetik ve Lider Kozmetik gibi pek çok şirketin ruhsatsız ve denetimsiz iş görmesine göz yumduklarını ve bünyelerinde sigortasız, çocuk işçi çalıştırdıklarına dikkat çekilen açıklamada, yangında sorumlu olan tüm kamu kurumları ve görevlilerin yaşanan katliamda baş sorumlu oldukları belirtildi. Açıklamada, kamu kurumlarındaki yetkililerin katliamdan sorumlu tutulmadıkları gibi görevlerine kaldıkları yerden devam ettikleri, Dilovası Belediyesi'ne Ravive Kozmetik Şirketi hakkında defalarca şikayet yapıldığı vurgulandı.
 
 'İşçi katliamı yaşanmasına göz yumuldu'
 
Dilovası’nın önceki dönem belediye başkanı Hamza Şayir'in 4 sene önce Ravive Kozmetik Şirketi'nin binası  hakkında yıkım kararı alınmasına rağmen hiçbir işlem yapılmadığı belirtilen açıklamanın devamında şunlara yer verildi: "Şimdiki dönem belediye başkanı Ramazan Ömeroğlu da aynı denetimsizlik düzenini devam ettirerek tasarruf tedbirleri ve bütçeyi gerekçe göstererek yıkım kararını uygulamamış üstelik 2024 yılında Dilovası’nda faaliyete başlayan Ravive Kozmetik şirketine 'kozmetik ürün imalatı' faaliyeti için işyeri açma ve çalışma ruhsatı vermiştir. Zaten daha önce yıkım kararı alınmış olunan binaya İmar Kanunu uyarınca tesisin konumunun 'kozmetik ürün imalatı' yapmak için mevzuata uygunluğu üzerinden de hiçbir denetleme yapılmadan ısmarlama bir şekilde verilen bu ruhsatın hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Ravive Kozmetik adına düzenlenen ısmarlama ruhsatta aynı zamanda zabıta müdürü Nizamettin Balcı’nın da imzası bulunmaktadır. Zabıta müdürünün bu hukuksuzluğa çanak tuttuğu noktada, şikayetler sonucu iş yerini denetlemek için gönderilen zabıta görevlilerinin de tıpkı müdürleri Nizamettin Balcı gibi işverenin kendilerine sağladığı menfaatler doğrultusunda gerekli denetimleri yapmamaları bu suçun elbirliğiyle işlendiğinin en büyük örneklerinden biridir. Bölgede sorumluluğu bulunan bütün kamu kurumları maddi menfaatleri uğruna işçi katliamı yaşanmasına göz yummuşlardır."
 
Mücadele vurgusu
 
Katliamda hayatını kaybeden işçilerin ölümünden bizzat belediyenin de sorumlu olduğuna dikkat çekilen açıklamada, 2 belediye başkanının katilleri korumak istercesine olay yerindeki delillerin yok olmasına da sebebiyet verdikleri dile getirildi. Açıklama sonunda tüm sorumluların cezalandırılması talep edilerek adalet sağlanıncaya kadar mücadeleye devam edileceği vurgulandı.