'Kadınların saçından doğan özgürlük patriyarkayı yıkacak'

  • 20:18 16 Eylül 2025
  • Güncel
İZMİR - İzmir'de Jina Emînî'nin işkence edilerek katledilmesinin 3'üncü yıl dönümü dolayısıyla yapılan açıklamada, "Biz Ortadoğu coğrafyasında erkek egemen savaşlara karşı, kadınlara yönelik yürütülen savaşlara karşı özgür ve eşit yaşamı inşa edeceğiz. işte tam da bu mücadelenin felsefesi 'Jin jiyan azadî' oluyor" denildi.
 
İran rejimine bağlı güçler tarafından 16 Eylül 2022'de Jina Emînî'nin işkence edilerek katledilmesinin 3'üncü yıl dönümü dolayısıyla Tevgera Jinên Azad (TJA) ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir Kadın Meclisi, “Jin, jiyan, azadî ile Jîna’nın isyanı olacağız, idamları durduracağız” şiarıyla yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Alsancak’ta bulunan ÖSYM binası önünde bir araya gelen kadınlar “Kadınların saçından doğan özgürlük, patriyarkayı ve idamları yıkacak! Jin, jiyan, azadî!” yazılı pankart ve Jîna Amin’in isyanı bizim isyanımızdır”, “İdam suçtur, dar ağaçlarını yıkacağız” ve “Kadınların isyanı sınır tanımıyor” yazılı döviz taşıdı. Yürüyüş esnasında sık sık “Jin, jiyan, azadî”, “Katledilen kadınlar isyanımızdır” ve “Yaşasın kadın mücadelemiz” sloganları atıldı. Eyleme Barış Anneleri, DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, DEM Parti İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk ve çok sayıda kadın katıldı. Yürüyüşten sonra Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. Basın metnini kitle adına DEM Parti İzmir Kadın Meclisi Sözcüsü Türkan Aslan Ağaç okudu.
 
‘Egemen rejimlere başkaldıran kadınlar hedef alınıyor’
 
Jina Emînî'yi katleden zihniyetin bugün tüm dünyada kadınların haklarını, yaşamlarını, kazanımlarını gasp etmeye devam ettiğini söyleyen Türkan Aslan Ağaç, “Erkek egemen rejimlere başkaldıran, hakları ve yaşamları için mücadele eden kadınlar hedef alınıyor. Jina’yı katleden faşist rejimin bugün kadın aktivist Pexşan Azizi’yi, Werişa Muradi’yi, Şerife Muhammedi’yi idamla yargılamaktan geri durmaması bunun göstergesidir. İran’da kadınları idam rejimiyle susturma, sindirme politikaları küresel emperyal güçler eliyle Ortadoğu’da yürütülen savaş politikalarından bağımsız değildir. Ortadoğu’yu kendi çıkarlarına uygun bir şekilde yeniden dizayn etme hevesleri burada yaşayan halkları birbirine kırdırma, erkek egemen rejimleri güçlendirme ve bu rejimler tarafından kadınların hedef alınması üzerinden şekillenmektedir. Jina’yı katleden, kadınları idam cezasıyla susturmaya çalışan zihniyet Afganistan’da kadınlara siyah burkayı dayatan zihniyettir. Irak’ta kız çocuklarının istismarını onaylayan yasa tasarılarını sunan zihniyettir. Suriye’de Alevi kadınları, Dürzi kadınları hedef alan selefi çetelerin zihniyetidir” dedi.
 
‘Jin, jiyan, azadî, sadece bir slogan değil’
 
Ardından konuşan Halide Türkoğlu, ülkenin dört bir yanında kadınların “Jin, jiyan, azadi” ile birlikte kadınlara saldıran erkek iktidarla karşı mücadeleyi büyüteceklerini ifade ederek, Jina Emînî'nin katledilmesinin ardından başlayan isyanın tüm Orta Doğu’ya yayıldığını belirtti. Halide Türkoğlu, “Bugün İran’da idam rejimini kadınlar üzerinden sürdürmek istiyorlar. Kadınları idam ederek tehdit etmeye çalışıyorlar. Kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesine bu şekilde müdahale etmeye çalışıyorlar. Ama Pexşan Azizi, Werişa Muradi, Şerife Muhammed ne diyor? ‘Biz jin, jiyan, azadi’ye inanıyoruz ve biz biliyoruz ki bedeli ne olursa olsun, özgür ve eşit yaşama kavuşacağız’ diyor.  Biz Ortadoğu coğrafyasında erkek egemen savaşlara karşı, kadınlara yönelik yürütülen savaşlara karşı özgür ve eşit yaşamı inşa edeceğiz. İşte tam da bu mücadele ortaklığı, işte tam da bu mücadelenin felsefesi 'Jin jiyan azadî' oluyor. O yüzden diyoruz, öyle bir slogan olarak bakmayın. Nasıl yaşamayı istediğimizi talep eden, bir model. İşte o model bugün Rojava’da kadın devrimi olarak hayat buluyor. Her yönüyle kadınların siyasete katılımından ekonomik yaşamına kadar, aile yaşamından kamusal alanın her bir parçasına kadar, kadın ve erkek eşitliği şahında halkların birlikte nasıl var olduğunu bu model sunuyor” diye belirtti.
 
‘İktidarın ve toplumun kadınlarla barışması gerekiyor’
 
Toplumsal barış için iktidarın ve toplumun kadınlarla barışması gerektiğini vurgulayan Halide Türkoğlu, “Biz kadınlar yaşadığımız ülkede bir barışın, kalıcı bir barışın, onurlu bir barışın hayat bulması için mücadele edeceğiz. İşte o zaman "Toplumsal bir barış" dediğimizde ilk önce bu iktidarın ve bu toplumun kadınlarla da barışması gerekiyor. Kadın düşmanı politikalardan vazgeçmesi gerekiyor. Diyanet'in kadınlar hakkında artık fetva vermesine son vermek gerekiyor. Bakanlıkların kadın düşmanı politikalarla her gün kadınların bedenine, kimliğine, diline müdahale etmesine son vermesi gerekiyor. Ve biz biliyoruz ki, bunun için kadın mücadelesi ve kadın dayanışması esastır. Haklarımıza eşitlik mücadelemize, özgürlüklerimize hep birlikte sahip çıkacağız. Savaş politikalarına geçit vermemek demek, toplumsal barışı inşa etmek demek, aynı zamanda iktidar olanların, bu ülkeyi yönetenlerin, başta İran rejimi olmak üzere, Suriye rejimi olmak üzere, Türkiye'de AKP iktidarı olmak üzere bu ülkenin geleceği demokrasiden geçer. Demokratik olmak aynı zamanda özgürlük ve barışın inşası demektir. Bir ülke ne kadar demokratikleşebilirse aslında o kadar kendi ülkesinde özgürlüğü ve eşitliği sağlamış olur. Ama bir ülke antidemokratik uygulamalara devam ettiğinde aslında her türlü farklılığa karşı sömürü düzenini inşa eder. Biz kadınlar bin yıllardır bu sistemleri çok iyi tanıyoruz. Bu devlet kurgularını çok iyi biliyoruz. İktidarların kadınlara neden saldırmak istediklerini çok iyi biliyoruz” şeklinde konuştu.
 
Kadınların eylemi sloganlarla sona erdi.